DEVLETLEŞTİRİŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEVLETLEŞTİRİŞ harflerini içeren 5 harfli 43 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVLETLEŞTİRİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EVDEŞ16, İŞLEV14, REVİŞ14, VERİŞ14, DİVİT13, DEVRİ13, DEVRE13, DEVİR13, İVEDİ13, TEVDİ13, VERDİ13, İŞTEŞ11, ŞİŞLİ11, TEVİL11, TELVE11, VERİT11, VİTİR11, VELET11, DİŞLİ10, DİŞİL10, DİLİŞ10, ŞEDİT10, İŞRET8, REŞİT8, ŞİLTE8, ŞERİT8, TİRŞE8, TEŞRİ8, DELİL7, DİLLİ7, DİRİL7, LİDER7, İRİTE5, İLERİ5, İLETİ5, İLLET5, LİRET5, LİTRE5, TİRLE5, TİRİT5, TETİR5, TELLİ5, TERLİ5

İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)

[isim]

  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

İLERİ

[isim]

  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
  • Bir şeyin ulaşılacak yönü

    Yolun ilerisi düz.

  • Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra

[sıfat]

  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]

  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat]

[mecaz]

  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]

  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]

  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]

  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)

[isim]

  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

[eskimiş]

[felsefe]

  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti

LİRET (Kelime Kökeni: Fransızca lirette)

[isim]

[eskimiş]

  • İtalya'nın para birimi

LİTRE (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[matematik]

  • Sıvıları ölçmede kullanılan, bir desimetreküp hacminde ölçü birimi

[sıfat]

  • Bu birimde bir kabın alabileceği miktarda olan

    Şimdi yedek iki litre kan var elimizde. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: dekalitre, desilitre, hektolitre, mililitre, santilitre

TİRLE (Kelime Kökeni: Fransızca tire-lait)

[isim]

  • Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç

TİRİT (Kelime Kökeni: Farsça terīd)

[isim]

  • Et suyuna kızartılmış veya bayat ekmek konularak yapılan yemek
  • Yemeğin suyu

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Yaşlı ve zayıf (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tiridi çıkmak
  • tiridine banmak
  • tirit gibi

TETİR

[isim]

[halk ağzında]

  • Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı
  • Yeşil ceviz kabuğu, nar vb. bitkilerin bıraktığı kalıcı boya lekesi

TELLİ

[sıfat]

  • Teli olan
  • Teller takınmış, telle süslenmiş

    Telli gelin.

Birleşik Kelimeler: telli balıkçıl, telli çalgılar, telli duvaklı, telli otobüs, telli pullu, telli sazlar, telli turna, çiftetelli, ikitelli, onikitelli, üçtelli

TERLİ

[sıfat]

  • Terlemiş olan

    O günkü gibi terli değil, ateşli değil. - Tarık Buğra

DELİL (Kelime Kökeni: Arapça delīl)

[isim]

  • İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare

    Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. - Peyami Safa

[hukuk]

[mantık]

  • Kanıt

    Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • (deli:li) Kılavuz, rehber

DİLLİ

[sıfat]

  • Dili olan
  • Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan, cerbezeli

    Daha çok küçük, dört yaşında bile yok. Öyle dilli ki kimseye laf bırakmıyordu. - Oktay Rifat

  • Dedikoducu, ileri geri konuşan

    Benim işim yok senin o dilli kardeşlerinin arasında. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: dilli düdük, dudu dilli, iki dilli, pabuç dilli, sivri dilli, tatlı dilli

DİRİL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Diriksel

Birleşik Kelimeler: diril ısı

[isim]

  • Şilte yüzü veya gömlek yapmaya yarar pamuklu bir kumaş

LİDER (Kelime Kökeni: Fransızca leader)

[isim]

  • Önder, şef

    İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse

    Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi göremiyorlardı. - Samiha Ayverdi

[spor]

  • Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı