DEVİNİMSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEVİNİMSİZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVİNİMSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EVSİZ15, MEVZİ15, DEVİM14, VEZİN14, İVEDİ13, SEVİM13, EVSİN12, İSEVİ12, İVESİ12, DİZİM11, DİZEM11, DİZME11, DEİZM11, DİZİN10, DENİZ10, SEMİZ10, ZİNDE10, ENSİZ9, ENZİM9, ZEMİN9, DEMİN8, DENİM8, DİNME8, İNDİS8, NEDİM8, İSMEN7, NESİM7, SİNME7

İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

    Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

NESİM (Kelime Kökeni: Arapça nesīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Hafif yel, esinti

    Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek

SİNME

[isim]

  • Sinmek işi

    En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı! - Haldun Taner

DEMİN

[zarf]

  • Az önce, demincek, deminden

    Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım. - Mahmut Yesari

Birleşik Kelimeler: deminden beri

DENİM (Kelime Kökeni: İngilizce denim)

[isim]

  • Kot vb. yapımında kullanılan bir tür pamuklu kumaş

DİNME

[isim]

  • Dinmek işi

    Güneşin açması, yağmurun dinmesi, fırtınanın durulması beklenebilir. - Nazım Hikmet

İNDİS (Kelime Kökeni: Fransızca indice)

[isim]

  • Bir harf üzerine konulan işaret

[matematik]

  • Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki veya daha çok kez kullanılmak istendiğinde harfin üstüne veya altına eklenen ayırıcı işaret

[matematik]

  • Bir kökün derecesini göstermek için kök işaretinin kolları arasına konulan sayı

NEDİM (Kelime Kökeni: Arapça nedīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Arkadaş, yakın dost
  • Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse

ENSİZ

[sıfat]

  • Eni küçük olan, dar

    Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek

ENZİM (Kelime Kökeni: Fransızca enzyme)

[isim]

[biyoloji]

  • Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik madde

ZEMİN (Kelime Kökeni: Farsça zemīn)

[isim]

  • Taban, döşeme, yer

    Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk

    Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma.

[mecaz]

  • Temel, dayanak

    Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Ortam

    1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı. - Yahya Kemal Beyatlı

[eskimiş]

  • Yeryüzü, dünya

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zemin hazırlamak
  • zemin ve zamana uygun

Birleşik Kelimeler: zemin katı, hemzemin, ıslak zemin

DİZİN

[isim]

  • Bir kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste, endeks, indeks, fihrist
  • Belli bir konuda çıkan kitap ve dergideki yazılarla ilişkiyi sağlayan ve ayrı bir kitap veya süreli yayın biçiminde çıkan eser
  • Kitaplık, belge vb. için düzenlenen belli bir bilginin veya belgenin bulunduğu yeri gösteren düzenli liste

Birleşik Kelimeler: zaman dizini

DENİZ

[isim]

  • Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi
  • Bu su kütlesinin belirli bir parçası

    Marmara Denizi. Karadeniz.

  • Aydaki düzlükler

[mecaz]

  • Geniş alan

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Çokluk, yoğunluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deniz bindirmek
  • deniz çıkmak
  • deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
  • deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız
  • denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapmak
  • denizdeki balığın pazarlığı olmaz
  • denizde kum, onda para
  • denizden (veya denizi) geçip çayda boğulmak
  • denizden çıkmış balığa dönmek
  • deniz durmak (veya düşmek)
  • denize açılmak
  • denize çıkmak
  • denize düşen yılana sarılır
  • denize indirmek
  • deniz kenarında dalga eksik olmaz
  • deniz tutmak

Birleşik Kelimeler: deniz akıntısı, deniz alası, denizaltı, deniz altı, denizanası, denizaslanı, denizaşırı, deniz ataşesi, denizatı, denizaygırı, denizayısı, deniz aynası, deniz basması, deniz bilimi, deniz boyu, deniz buzu, denizçakısı, deniz çulluğu, deniz depremi, deniz feneri, deniz geçişi, denizgergedanı, denizgülü, denizgüzeli, deniz hamamı, deniz haritası, deniz hırsızı, denizhıyarı, deniz hukuku, denizısırganları, denizibiği, deniziğnesi, deniz iklimi, denizineği, deniz kabuğu, denizkadayıfı, deniz kaplumbağası, deniz kazı, denizkedisi, denizkestanesi, deniz kırlangıcı, denizkızı, deniz kızı, denizkozalağı, denizköpüğü, denizkulağı, deniz kulağı, deniz kurdu, deniz kuvvetleri, denizlaleleri, deniz marulu, deniz mavisi, denizmaymunu, deniz menekşesi, deniz mili, deniz motoru, deniz otobüsü, deniz ördeği, denizörümceği, denizpalamudu, denizpelidi, denizpırasası, deniz piyadesi, deniz rezenesi, deniz sarmaşığı, deniz seviyesi, deniz suyu, denizşakayığı, deniztarağı, deniz tavşancılı, deniztavşanı, deniztilkisi, deniz tutması, deniz uçağı, deniz üssü, denizüzümü, deniz yeli, deniz yılanı, denizyıldızı, deniz yolu, deniz yosunu, deniz yüksekliği, açık deniz, Akdeniz humması, Akdeniz mavisi, ana deniz, ara deniz, bulaşık deniz, dâhilî deniz, iç deniz, inik deniz, kabarık deniz, ölü deniz

SEMİZ

[sıfat]

  • Şişman

    Semiz ve romatizmalı olan bu adam, suya ayağını bile değdirmemiştir. - Falih Rıfkı Atay

  • Eti, yağı çok olan, tavlı

    Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: semizotu

ZİNDE (Kelime Kökeni: Farsça zinde)

[sıfat]

  • Dinç, canlı, diri, sağlam

    Gerçi bıyıkları kırlaşmış ise de vücudu zinde. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zinde tutmak

Birleşik Kelimeler: zinde kuvvet