DEVAMSIZLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DEVAMSIZLIK harflerini içeren 5 harfli 62 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVAMSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DEVAM14,
EMLAK (Kelime Kökeni: Arapça emlāk)
-
Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul
Eline geçen serveti emlake yatırıyordu. - Ercüment Ekrem Talu
Birleşik Kelimeler: emlak bürosu, emlak kredisi, emlak vergisi
KALEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳalem)
-
Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç
Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. - Falih Rıfkı Atay
-
Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer
Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış. - Sermet Muhtar Alus
-
Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç
Taşçı kalemi.
Oymacı kalemi.
-
Çeşit, tür
Üç kalem erzak.
Beş kalem ilaç.
-
Bazı deyimlerde yazı
Kaleme almak.
-
Yazar
Peyami Safa, edebiyatımızın usta kalemlerindendir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalem açmak
- kalem çekmek
- kaleme (veya kaleme kâğıda) sarılmak
- kaleme almak
- kaleme gelmek
- kaleminden çıkmak
- kaleminden kan damlamak
- kalemine dolamak
- kalemi olmak
- kalemiyle yaşamak (veya geçinmek)
- kalem kırmak
- kalem oynatmak
Birleşik Kelimeler: kalem açacağı, kalem aşısı, kalem beyi, kalem efendisi, kalem erbabı, kalem işi, kalem kalem, kalem kaşlı, kalem kavgası, kalem kömürü, kalem kulaklı, kalem kutusu, kalem parmaklı, kalem pil, kalem sahibi, kalem savaşçısı, kalem şuarası, kalemtıraş, bir kalem, ceffelkalem, çalakalem, dolma kalem, kamış kalem, kara kalem, kömür kalem, kurşun kalem, pastel kalem, özel kalem, sabit kalem, tükenmez kalem, bacakkalemi, boya kalemi, çamur kalemi, çelik kalemi, divan kalemi, dudak kalemi, faz kalemi, harcama kalemi, heykelci kalemi, kalafat kalemi, kontrol kalemi, kopya kalemi
KEMAL (Kelime Kökeni: Arapça kemāl)
- Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
-
Eder, tutar
Tozu kaldı ise bir paket al, saçak tütün iç. Bunun kemali altmış para! - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kemal bulmak
- kemale ermek (veya gelmek)
Birleşik Kelimeler: kemaliafiyet
KELAM (Kelime Kökeni: Arapça kelām)
-
Söz
Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle - Karacaoğlan
- Söyleyiş biçimi, söyleme
- Başta Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslamiyetin ana ilkelerini konu edinen bilim
Birleşik Kelimeler: Kelam-ı Kadim, kelamıkibar, edebikelam, hasılıkelam, velhasılıkelam, dünya kelamı
ASLIK
- Kısır olan (kadın veya dişi hayvan)
ASKLI
- Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
ALKIM
- Gökkuşağı
ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)
- Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
-
Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Bu taşlarla yapılmış
Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu
- Elmastıraş
Ata Sözleri ve Deyimler
- elmas gibi
Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması
EMSAL (Kelime Kökeni: Arapça ems̱āl)
-
Benzer, eş, denk
Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu
- Yaşıt
- Örnek
- Katsayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- emsal olmak
- emsal oluşturmak
- emsal vermek
ISLAK
-
Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin - Ahmet Hamdi Tanpınar
-
Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: ıslak imza, ıslak karga, ıslak mendil, ıslak zemin
KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)
-
Ant
Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: yemin kasem
KASLI
- Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli
KALIM
- Kalma işi
Birleşik Kelimeler: ölüm kalım meselesi
KILMA
-
Kılmak işi
Kitabımı elimden bırakmadığımı görmek bile onları mutlu kılmaya yetiyordu. - Necati Cumalı
MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)
- Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa