DEVAİMİSK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DEVAİMİSK harflerini içeren 5 harfli 45 kelime bulunuyor. 5 harfli DEVAİMİSK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DEVAM14,
AKEMİ
- İki elemanlı mermer yapıştırıcısı
İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)
- Yerine koyma, yerine kullanma
- Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
- Ortaya koyma
- Yerine konulan, yerine geçen
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikame etmek
Birleşik Kelimeler: ikame mal
KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)
-
Buyruk, resmî kâğıt, ferman
Mezat kaimesi.
-
Kâğıt para, kâğıt lira, kayme
Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar
AKİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīde)
-
İnanç
Ahmet Bey, dedi, kim olduğunuzu, akidenizi, kasabada, köylerde ne gibi faaliyet gösterdiğinizi biliyorum. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- akideyi bozmak (veya akidesi bozulmak)
Birleşik Kelimeler: akidesi bozuk
-
Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri
Ağızları ve elleri yaladıkları akideden kıpkırmızı bir hâlde geçiyorlardı. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: akide şekeri
İMSAK (Kelime Kökeni: Arapça imsāk)
-
Oruca başlama zamanı
İmsake beş dakika kaldı.
- Bir şeyden el çekerek nefsine hâkim olma
- Cimrilik
Ata Sözleri ve Deyimler
- imsak etmek
Birleşik Kelimeler: imsak vakti
KİMSE
-
Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi
Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kimse bilmez, kim kazana kim yiye
- kimseden kimseye hayır yok (veya gelmez)
- kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
- kimse kimsenin çukurunu doldurmaz
- kimsenin ahı kimsede kalmaz
- kimse yoğurdum ekşi demez
Birleşik Kelimeler: hiç kimse
KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)
-
Ant
Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: yemin kasem
KAİDE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʿide)
-
Kural
Onları sıkmamak için bahçeyi terk etmek zarafetin en sade kaidelerindendi. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık, duraç, taban, ayaklık
Güneşten yanmamış tarafı fil dişi bir sütunun kaidesine benziyor. - Halide Edip Adıvar
- Kalça
Birleşik Kelimeler: ahenk kaidesi, paralel kaidesi
KESİM
- Kesme işi
-
Bölüm, parça, kısım, sektör
Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı. - Metin And
- Bölge
-
Ara verme, sonlandırma zamanı
Ders kesimi.
-
İşaretlenmiş belli yer
Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı.
- Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason
- Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
- Boy bos, endam
- Pazarlık, anlaşma
Birleşik Kelimeler: kesimevi, kesimhane, ince kesim, özel kesim, yaş kesim, ağrı kesimi, et kesimi, kamu kesimi, söz kesimi, su kesimi
MİSAK (Kelime Kökeni: Arapça mīs̱āḳ)
- Sözleşme, antlaşma, bağlaşma
Birleşik Kelimeler: Misakımillî, Millî Misak
MESAİ (Kelime Kökeni: Arapça mesāʿī)
-
Çalışma, emek
İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin. - Osman Aysu
Ata Sözleri ve Deyimler
- mesai yapmak
- mesaiye kalmak
Birleşik Kelimeler: mesai saati, tam mesai, teşrikimesai, yarım mesai
MAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca maxi)
- Uzun
- Maksi etek
Birleşik Kelimeler: maksi etek
MASKE (Kelime Kökeni: Fransızca masqué)
- Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
-
Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey
Gaz maskesi.
- Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler
-
Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış
Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor.
- Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış
Ata Sözleri ve Deyimler
- maskesi düşmek
- maskesini atmak
- maskesini düşürmek (veya kaldırmak)
Birleşik Kelimeler: gaz maskesi, karnaval maskesi, toz maskesi
SAKİM (Kelime Kökeni: Arapça saḳīm)
- Bozuk, yanlış, eksik
SEMAİ (Kelime Kökeni: Arapça semāʿī)
- Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri
- Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü
- Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)
Birleşik Kelimeler: semai kahvesi, sengin semai, yürük semai, saz semaisi