DESTANSIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
DESTANSIZ harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli DESTANSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ZADE9,
TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)
- Herhangi bir sayıda olan şey, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Çekirdekli küçük meyve
Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tane bağlamak
Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane
ANIT
-
Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide
Duydum ve okudum ki Sinan'a bir anıt yapılacakmış. - Nazım Hikmet
- Önemi ve değeri çok olan eser veya kişi
Birleşik Kelimeler: Anıtkabir, anıt mezar
ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)
-
Bir işin yapıldığı an, sıra
O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak
STEN (Kelime Kökeni: İngilizce Sten)
- Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
- Bir tonluk bir kütleye bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi
SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)
- Övme
Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena
SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)
- Doların yüzde biri değerinde para birimi
TANI
-
Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma, tanılama, teşhis
Bir süre, mide ülseri tanısıyla sayrılık geçirdi. - Cahit Külebi
Ata Sözleri ve Deyimler
- tanı koymak
Birleşik Kelimeler: erken tanı
ASES (Kelime Kökeni: Arapça ʿases)
- Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
- Gece bekçisi
Birleşik Kelimeler: asesbaşı
ÂDET (Kelime Kökeni: Arapça ʿādet)
-
Görenek
Bayram tebriği bir güzel âdettir. - Burhan Felek
-
Alışkanlık
Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran
- Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre
- Aybaşı
Ata Sözleri ve Deyimler
- âdet edinmek
- âdet görmek
- âdet olduğu üzere
- âdet olmak
- âdet yerini bulsun diye
Birleşik Kelimeler: âdetgörmezlik
-
Sayı
İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor. - Nazım Hikmet
- Tane
Birleşik Kelimeler: adedimürettep
DANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)
- Kuş yemi
ESAS (Kelime Kökeni: Arapça esās)
- Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
-
Bir iş veya sözde doğru biçim
Bu işin esası böyle değil.
-
Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi
Esas düşünce. Esas görev.
Ata Sözleri ve Deyimler
- esasa bağlamak
- esasına bakarsan
- esası olmamak
Birleşik Kelimeler: esas duruş, esas vaziyet
EDNA (Kelime Kökeni: Arapça ednā)
-
Çok aşağı, en alt düzeyde
İlmin âlâsı da olur, ednası da! - Hüseyin Rahmi Gürpınar
EDAT (Kelime Kökeni: Arapça edāt)
- Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu
Birleşik Kelimeler: edat grubu, edat tümleci, rabıt edatı
SANI
-
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar? - Nurullah Ataç
Ata Sözleri ve Deyimler
- sanısına kapılmak
SATI
- Satma işi, satış
- Adanmış
Ata Sözleri ve Deyimler
- satıya çıkarmak