DESTANLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

DESTANLAŞTIRMAK harflerini içeren 7 harfli 229 kelime bulunuyor. 7 harfli DESTANLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DANIŞMA14, DIŞLAMA14, ADLAŞMA13, ADAŞLIK13, ALDANIŞ13, ALDATIŞ13, DARALIŞ13, DALANIŞ13, DALAŞMA13, ARKADAŞ12, AŞAMALI12, AŞILAMA12, AŞILMAK12, AŞINMAK12, AŞIRMAK12, AŞIRTMA12, AŞTIRMA12, ATANMIŞ12, ATIŞMAK12, ALMAŞIK12, ALIŞMAK12, AKSATIŞ12, DAMAKSI12, DENKTAŞ12, KIŞLAMA12, KAŞINMA12, KARIŞMA12, KATIŞMA12, MAŞALIK12, SATAŞMA12, ŞIRLAMA12, ŞAKADAN12, TANIŞMA12, TAKIŞMA12, TAŞITMA12, TAŞIRMA12, TAŞINMA12, TAŞIMAK12, ARDILMA11, ARŞIALA11, ANLAŞIK11, ANLAŞMA11, ANLATIŞ11, ANDIRMA11, AŞIKANE11, ASLINDA11, ATLATIŞ11, ADAMLIK11, ALIŞKAN11, ALTIŞAR11, AKLAŞMA11, AKLIMDA11, AKTARIŞ11, ALDIRMA11, DARILMA11, DAMARLI11, DAMAKLI11, ENDAMLI11, KANATIŞ11, KARAŞIN11, KAŞANMA11, KAŞARLI11, KAŞLAMA11, KARMAŞA11, MAREŞAL11, MANDIRA11, NADASLI11, SIRADAN11, SADAKLI11, ŞAKRAMA11, ŞAKLAMA11, ŞARLAMA11, TARATIŞ11, TARANIŞ11, TAŞAKLI11, TAŞRALI11, TAŞLAMA11, ASILMAK10, ASTIRMA10, ASMALIK10, ADLANMA10, ADANMAK10, ADATMAK10, ADANALI10, ALEMDAR10, AKSIRMA10, ALDANMA10, ALDATMA10, DARALTI10, DALAMAN10, DALAMAK10, DALANMA10, DARALMA10, ISLAMAK10, ISLANMA10, ISLATMA10, KISALMA10, KANDIRA10, KARATAŞ10, KARAMSI10, KENTTAŞ10, KASADAR10, KASILMA10, KASINMA10, MISKALA10, MAKASLI10, RENKTAŞ10, RADANSA10, SKANDAL10, SIRLAMA10, SINAMAK10, SINATMA10, SALKIMA10, SAMANLI10, SANILMA10, SATILMA10, SARILMA10, SARINMA10, SALINMA10, SADARET10, SADAKAT10, SAKINMA10, ŞETLANT10, TISLAMA10, TIRSMAK10, TAŞKENT10, TASARIM10, ARILAMA9, ARINMAK9, ARITMAK9, ANLATIM9, ANMALIK9, ANILMAK9, ANIRMAK9, ANIRTMA9, ANITSAL9, ASTARLI9, ATTIRMA9, ATILMAK9, ALINMAK9, AKSATMA9, AKTARIM9, ISKARTA9, IRALAMA9, KLASMAN9, KITLAMA9, KINLAMA9, KREMALI9, KANIRMA9, KANDELA9, KARILMA9, KARINMA9, KARINSA9, KALINMA9, KATILMA9, KATMALI9, LAKERDA9, MARKALI9, MASTARA9, MASKARA9, MERAKLI9, RAKAMLI9, SIRTLAN9, SALNAME9, SANATLI9, SAKLAMA9, SAKAMET9, TIKANMA9, TIKATMA9, TINLAMA9, TIKLAMA9, TANITMA9, TANIMAK9, TANILMA9, TARAKSI9, TAKSALI9, TAKINMA9, TAKILMA9, TASLAMA9, ARANMAK8, ARATMAK8, ARLANMA8, ANLAMAK8, ANLATMA8, ATLATMA8, ATANMAK8, ATLAMAK8, ATLANMA8, ALMANAK8, AKLANMA8, AKTARMA8, ALARMAK8, KIRLENT8, KIRANTA8, KANLAMA8, KANASTA8, KANATLI8, KANATMA8, KARASAL8, KARAMAN8, KARALTI8, KALAMAR8, KENARLI8, KARLAMA8, KATLAMA8, LAMEKAN8, MARANTA8, MALKARA8, MAKARNA8, NARTEKS8, SANTRAL8, SAKATAT8, TANLAMA8, TARATMA8, TARANTI8, TARANMA8, TARAMAK8, TARAKLI8, TARTMAK8, ANTRAKT7, ALKARNA7, ALAKART7, KLARNET7, KANALET7, KARTELA7, LATERNA7, NALEKAR7, NAKARAT7, TALAKAT7

ANTRAKT (Kelime Kökeni: Fransızca entracte)

[isim]

[sinema]

[tiyatro]

  • Ara

ALKARNA (Kelime Kökeni: İtalyanca argagna)

[isim]

[denizcilik]

  • İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ

ALAKART (Kelime Kökeni: Fransızca à la carte)

[isim]

  • Seçmeli yemek, tabildot karşıtı

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)

[isim]

[müzik]

  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet

KANALET (Kelime Kökeni: Fransızca canalette)

[isim]

  • Küçük kanal

KARTELA (Kelime Kökeni: İtalyanca cartella)

[isim]

  • Tombala vb. oyunlarda sayıların yazılı olduğu kart
  • Boya, kumaş, halı vb. ürünlerin çeşitlerini küçük parçalar hâlinde gösteren liste

[tiyatro]

  • Tuluat tiyatrosunun kapısına asılan tabela

LATERNA (Kelime Kökeni: İtalyanca lanterna)

[isim]

[müzik]

  • Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir org türü

    Apaşlardan biri laternayı çalıyor. - Necip Fazıl Kısakürek

NALEKÂR (Kelime Kökeni: Farsça nālekār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İnleyen, iniltili

    İçlerinden biri de ince, hazin, nalekâr bir sesle yavaş yavaş Kur'an okuyordu. - Memduh Şevket Esendal

NAKARAT (Kelime Kökeni: Arapça naḳarāt)

[isim]

[müzik]

  • Bir şarkıda her kıtadan sonra tekrarlanan ve bestesi değişmeyen parça, kavuştak

    Şirket vapurları, bir şarkının nakaratı gibi ikide bir geçerlerdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Çok sık tekrarlanan, bundan dolayı bıkkınlık vererek önemini yitiren söz

    Bir yandan da Necla 'Ay yoruldu, ay hastalanacak, ay ölecek' diye eski nakaratına devam ediyor. - Haldun Taner

[edebiyat]

  • Bir şiirin içinde iki veya daha çok kez tekrarlanan bölüm

TALAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳat)

[isim]

[eskimiş]

  • Kolayca düzgün söz söyleme durumu

    Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi. - Reşat Nuri Güntekin

ARANMAK

[nesnesiz]

  • Arama işine konu olmak

    Ertesi günü uygun pansiyon aranacaktı. - Tarık Buğra

  • İsteklisi bulunmak

    Çok aranan bir kitap.

  • Eksikliği duyulmak

    Bugünlerde soba aranıyor.

  • Kendi kendine bir şeyler aramak
  • Şart koşulmak

    Asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. - Anayasa

  • Olumsuz, kötü davranışlarda bulunarak zor duruma düşmek

    Sen aranıyorsun âdeta.

  • Kendisine eş veya sevgili aramak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aranıp taranmak

ARATMAK

[-e]

[-i]

  • Arama işini bir başkasına yaptırmak

[mecaz]

  • Özletmek

    Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aratmamak

ARLANMA

[isim]

  • Utanma

ANLAMAK

[-i]

  • Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak

    Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum. - Ahmet Ümit

  • Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek
  • Sorup öğrenmek
  • Doğru ve yerinde bulmak

    Hani bunu anladık ama!

  • Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek

    Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım. - Mithat Cemal Kuntay

[-den]

  • Bir şey hakkında bilgisi bulunmak

    Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine beceriksizlik göstereceksiniz demektir. - İsmet Özel

[nesnesiz]

[-den]

  • Yarar sağlamak

    Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anladımsa arap olayım
  • anlarsın ya!
  • anlayalım!
  • anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
  • anlayıp dinlemek

ANLATMA

[isim]

  • Anlatmak işi, ifham, ilam, tefhim

    Biz gücümüz yettiğince ve gönlümüzün isteğince sizi anlatmaya çalıştık. - Ahmet Kabaklı