DESTANLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

DESTANLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli DESTANLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ANLAMDAŞ14, ADLAŞMAK14, AKŞAMDAN14, DALAŞMAK14, KASLAŞMA13, SATAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ANTLAŞMA12, SATAŞKAN12, ŞAKLATMA12, TAŞLAMAK12, TAŞLANMA12, ADLANMAK11, ALDATMAK11, ALDANMAK11, DALANMAK11, SANDALET11, SAKLATMA10, SAKLANMA10, TASLAMAK10, ANLATMAK9, ATLANMAK9, KATLANMA9, TANLAMAK9

ANLATMAK

[-e]

[-i]

  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

  • Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak

[nesnesiz]

  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek

ATLANMAK

[nesnesiz]

  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

  • At edinmek

[nesnesiz]

  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.

KATLANMA

[isim]

  • Katlanmak işi

    Yalnız katlanmamı değil katlanmam gereken şeyi yapması için eline silah vermemi de istiyordu. - Reha Mağden

TANLAMAK

[-e]

[halk ağzında]

  • Şaşmak, şaşırmak

SAKLATMA

[isim]

  • Saklatmak işi

SAKLANMA

[isim]

  • Saklanmak işi

TASLAMAK

[-i]

  • Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak

[mecaz]

  • Kendinde olmayan bir özelliği varmış gibi göstermek

[halk ağzında]

  • Gözetlemek, gizlice izlemek

ADLANMAK

[nesnesiz]

  • Kendisine ad verilmek, isimlenmek
  • Kötü ün kazanmak, isimlenmek

ALDATMAK

[-i]

  • Beklenmedik bir davranışla yanıltmak

    Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi. - Cemil Meriç

  • Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak

    Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. - Burhan Felek

  • Birine verilen sözü tutmamak

    Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.

  • Yalan söylemek
  • Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek

    Dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek

    Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. - Peyami Safa

  • Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
  • Oyalamak, avutmak

Birleşik Kelimeler: çobanaldatan

ALDANMAK

[-e]

  • Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak

    Bunun aksini umanlar aldanacaktır, hüsrana uğrayacaktır. - Kerim Korcan

  • Bir hileye, bir yalana kanmak

[nesnesiz]

  • Hayal kırıklığına uğramak

    Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Avunmak, oyalanmak
  • Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak

DALANMAK

[nesnesiz]

  • Dalama işine konu olmak

SANDALET (Kelime Kökeni: Fransızca sandalette)

[isim]

  • Yalnız tabanı bulunan, ayağa kordon ve kayışla bağlanan açık ayakkabı, sandal (III)

ANLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak

    Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi? - Nermi Uygur

[-le]

  • Sözleşmek, sözleşme imzalamak, kavletmek

ANTLAŞMA

[isim]

  • İki veya daha çok devletin saldırmazlık, savaşta iş birliği vb. konularda kararlaştırdıkları ilkelere uygun davranmayı kabul etmeleri durumu, ahit, muahede, ahitleşme, pakt
  • Bu durumu belirten belge

Birleşik Kelimeler: saldırmazlık antlaşması

SATAŞKAN

[sıfat]

  • Sataşan, saldırgan, mütecaviz