DERMANSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DERMANSIZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli DERMANSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dermansız ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Dermansız olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ADSIZ12, ANDIZ11, SIZMA11, ARSIZ10, ANSIZ10, NAZIM10, SARIZ10, ZARSI10, EMRAZ9, MEZRA9, MEZAR9, NAZIR9, SADME9, SADIR9, ADRES8, ENDAM8, MISRA8, MADER8, MADEN8, MEDAR8, SIRMA8, SINMA8, SARIM8, NASIR7, SANEM7, SANRI7, SEMAN7, ENSAR6

ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)

[isim]

  • En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri

    Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasır bağlamak (veya tutmak)
  • nasırına basmak

Birleşik Kelimeler: nasır yakısı

SANEM (Kelime Kökeni: Arapça ṣanem)

[isim]

[eskimiş]

  • Put (I)

[mecaz]

  • Çok güzel kadın

SANRI

[isim]

[ruh bilimi]

  • Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon

    Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan

SEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca cément)

[isim]

[anatomi]

  • Diş köklerini kaplayan sert madde

[fizik]

  • Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

ADRES (Kelime Kökeni: Fransızca adresse)

[isim]

  • Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak

    Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva Apartmanı bodrum katı - Orhan Veli Kanık

  • Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer

[mecaz]

  • Bir kimsenin sık olarak gittiği yer

[mecaz]

  • Hedef gösterilen yer

    Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adres bırakmak (veya vermek)
  • adres göstermek

Birleşik Kelimeler: adres defteri, adres kartı, adres kitabı, adres makinesi, adres rehberi

ENDAM (Kelime Kökeni: Farsça endām)

[isim]

  • Vücut, beden, boy bos

    Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: endam aynası, arzıendam

MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)

[isim]

[edebiyat]

  • Dize

MADER (Kelime Kökeni: Farsça māder)

[isim]

[eskimiş]

  • Ana, anne

MADEN (Kelime Kökeni: Arapça maʿden)

[isim]

[jeoloji]

  • Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral

[sıfat]

  • Bu mineralden yapılmış

    Maden ibrikler büyük bir sanatla yapılırdı. - Falih Rıfkı Atay

  • Maden ocağı veya maden işletmesi

[mecaz]

  • Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak

    Bu kütüphane bir madendir, değerini bilin.

[argo]

  • Uyuşturucu, esrar, eroin

    İstersen sana biraz maden vereyim de çek! - Osman Cemal Kaygılı

[teklifsiz konuşmada]

  • Kolay ve iyi kazanç sağlayan iş veya parası elinden kolaylıkla alınan kimse

[kimya]

  • Metal

Birleşik Kelimeler: maden bilimi, maden cevheri, maden damarı, Maden Devri, maden filizi, maden gazı, madenkırmız, maden kirası, maden kömürü, maden kuyusu, maden mavisi, maden ocağı, maden sodası, maden suyu, maden yatağı, maden yünü, çıplak maden, ergimiş maden, kırmız madeni

[isim]

  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri

MEDAR (Kelime Kökeni: Arapça medār)

[isim]

[eskimiş]

[coğrafya]

  • Dönence, cezir karşıtı
  • Dayanak, yardımcı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • medar olmak

Birleşik Kelimeler: medarımaişet

SIRMA

[isim]

  • Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel

    Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan

    Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel

  • Rütbe gösteren şerit

Birleşik Kelimeler: sırma saç

SINMA

[isim]

  • Sınmak işi

SARIM

[isim]

  • Sarma işi
  • Bir şeyi bir kez saracak miktar

[fizik]

  • Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

EMRAZ (Kelime Kökeni: Arapça emrāż)

[isim]

[eskimiş]

  • Hastalıklar