Deri ile Başlayan Kelimeler

DERİ ile başlayan 34 kelime bulunuyor. Başında DERİ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Deri kelimesinin anlamı nedir? Deri ile biten kelimeler. İçinde deri olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

DERİNLEŞİVERMEK27, DERİNLEŞEBİLMEK23, DERİNLEŞTİRİLME21

14 Harfli Kelimeler

DERİNLEŞİVERME26, DERİNLEŞEBİLME22, DERİNLEŞTİRMEK20

13 Harfli Kelimeler

DERİNLİKÖLÇER24, DERİNLEŞTİRME19, DERİNLEMESİNE17

11 Harfli Kelimeler

DERİNLİĞİNE20, DERİNLİKSİZ17, DERİNLEŞMEK17, DERİNLETMEK14

10 Harfli Kelimeler

DERİVASYON22, DERİNLEŞME16, DERİŞİKLİK15, DERİNLETME13, DERİNLİKLİ12

9 Harfli Kelimeler

DERİNKUYU15, DERİCİLİK14

8 Harfli Kelimeler

DERİŞMEK14, DERİNDEN12, DERİLMEK11, DERİNLİK10

7 Harfli Kelimeler

DERİŞME13, DERİŞİK12, DERİNCE12, DERİLME10, DERİNTİ9

6 Harfli Kelimeler

DERİ11, DERİ8

5 Harfli Kelimeler

DERİN7, DERİK7

4 Harfli Kelimeler

DERİ6

DERİ

[isim]

  • İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten

    Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Bu tabakadan yapılmış

    Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı

  • İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derisi kemiklerine yapışmak
  • derisine sığmamak
  • derisini yüzmek

Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi

[isim]

[halk ağzında]

  • Toplantı, düğün
  • Pazar veya panayır kurulan gün, dernek

DERİN

[sıfat]

  • Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan

    Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin

  • Yüzeyden içeri inen
  • Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan

    Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Yoğun

    Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev. - Ayşe Kulin

  • Uzun süren

    Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Ayrıntılı

    Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel

[mecaz]

  • İçten gelen

    Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

  • Dip

    Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derine inmek

Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin

DERİK

[isim]

  • Mardin iline bağlı ilçelerden biri

DERİLİ

[sıfat]

  • Derisi olan
  • Deri ile kaplanmış olan

Birleşik Kelimeler: Kızılderili

DERİNTİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Toplantı
  • Gelişigüzel toplanmış eşya
  • İnsan kalabalığı, güruh

DERİNLİK

[isim]

  • Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı

[fizik]

  • Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu

    Su baskısı derinlikte santimetre başına yüz ton ağırlığında olunca, ona beş santimetre kalınlığında da olsa cam mı dayanır? - Halikarnas Balıkçısı

  • Bulunulan yere göre uzakta olan yer

    Çıplak ayaklarımla kuyunun derinliklerine doğru iniyorum, iniyorum. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Bir konunun veya durumun özü

    Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım. - Selim İleri

[mecaz]

  • En duyarlı nokta

    Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Karanlık, bilinmeyen dönem

    Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler...

[askerlik]

  • Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık

    Beş altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş. - Aka Gündüz

[ticaret]

[ekonomi]

  • Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi

Birleşik Kelimeler: derinlik kayaçları, derinlikölçer, derinlik ölçümü, korozyon derinliği

DERİLME

[isim]

  • Derilmek işi

DERİLMEK

[nesnesiz]

  • Derme işine konu olmak

    Gider oldum, el başıma derildi - Halk türküsü

DERİCİ

[isim]

  • Belirli bir amaçla kullanmak için hayvan derisini işleyen kimse

DERİNLİKLİ

[sıfat]

  • Derinliği olan

    İrdelediği sorunlar, bize henüz fazla derinlikli geliyor. - Selim İleri

DERİNDEN

[zarf]

  • En ince ayrıntısına kadar, etraflıca
  • Pek belli olmayan uzak bir yerden

    Derinden top sesleri aksediyordu. - Nazım Hikmet

  • İçten

    Elverir ki bir gün bana, derinden / Ta derinden bir gün bana `gel` desin - Ahmet Kutsi Tecer

Birleşik Kelimeler: derinden derine

DERİŞİK

[sıfat]

[kimya]

  • Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı

DERİNCE

[sıfat]

  • Biraz derin

    Şafak sökerken derince bir mezar kazmış bahçesine. - Elif Şafak

[isim]

  • Kocaeli iline bağlı ilçelerden biri

DERİNLETME

[isim]

  • Derinletmek işi

DERİŞME

[isim]

  • Derişmek işi

[kimya]

  • Yoğunlaşma