DEPREŞTİRME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DEPREŞTİRME harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli DEPREŞTİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Depreştirme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Depreştirme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
PİŞME13,
ERİME
-
Erimek işi
Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi
METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)
-
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi
İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay
- Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı
Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre
MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)
-
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü
Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit
- Uğursuz
TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)
- Bir tür yaban turpu
- Samsun iline bağlı ilçelerden biri
TERİM
-
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah
Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay
- Geleneksel mantıkta özne veya yüklem
- Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri
- Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri
- Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had
Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli
DİTME
- Ditmek işi
DEMİR
- Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
-
Bu elementten yapılmış
Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. - Peyami Safa
-
Bu elementten yapılmış parça
Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.
- Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
-
Güçlü, kuvvetli, sert
O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. - Sait Faik Abasıyanık
- Çıpa
Ata Sözleri ve Deyimler
- demir almak
- demir atmak
- demire vurmak
- demir gibi
- demir ıslanmaz, deli uslanmaz
- demir nemden, insan gamdan çürür
- demir taramak
- demir tavında dövülür
- demir üzerinde
Birleşik Kelimeler: demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri
DEMET (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
Çiçeklikten bir demet maydanoz yolup geldi, sofradaki barbunya pilakisinin üstüne doğradı. - İnci Aral
-
Bitki veya çiçek destesi
Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
- Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
- Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu
Birleşik Kelimeler: elektron demeti
DERME
- Dermek işi
- Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon
Birleşik Kelimeler: derme çatma
ERDEM
-
Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet
Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya. - Necati Cumalı
- İnsanın ruhsal olgunluğu
İŞRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿişret)
-
İçki içme
İşret meclisi.
MEDET (Kelime Kökeni: Arapça meded)
-
Yardım, imdat
Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, ha bire medet efendim... - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- `Yardım edin, imdat` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- medet Allah!
- medet ummak (veya beklemek)
REŞİT (Kelime Kökeni: Arapça reşīd)
- Ergin
Ata Sözleri ve Deyimler
- reşit olmak
ŞERİT (Kelime Kökeni: Arapça şerīṭ)
-
Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası
Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay
-
Dar, uzun kıyı parçası
Deniz şeridi. Kara şeridi.
- Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
-
Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri
Sol şerit geçişe ayrılmıştır.
- Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan
Ata Sözleri ve Deyimler
- şerit değiştirmek
Birleşik Kelimeler: şerit balığı, şerit ihlali, şerit makarna, şerit metre, şerit perde, manyetik şerit, sağ şerit, sol şerit, daktilo şeridi, emniyet şeridi, güvenlik şeridi, sahil şeridi, sığır şeridi, suşeridi, tırmanma şeridi, trafik şeridi
ŞERİR (Kelime Kökeni: Arapça şerīr)
-
Kötülükçü
Ben de bu şerirleri aynı cezaya çarptıracağım. - Refik Halit Karay