DENİZYILDIZLARI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
DENİZYILDIZLARI harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli DENİZYILDIZLARI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YILDIZ15,
İRANLI
- İran halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Acem
LAEDRİ (Kelime Kökeni: Arapça lāedrī)
- Anonim
- Bilinemezci
LERZAN (Kelime Kökeni: Farsça lerzān)
-
Titrek
Uzak fenerler, ateş böcekleri gibi lerzan ve donuk bir ziya neşrediyordu. - Ömer Seyfettin
NAZİRE (Kelime Kökeni: Arapça naẓīre)
- Karşılık olarak, benzetilerek yapılan davranış, söz
-
Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir
Yahya Kemal'e bayılıyor, boş zamanlarında onun rubailerine nazireler yazmaya çalışıyordu. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- nazire yapmak
ARDİYE (Kelime Kökeni: Arapça arḍiyye)
- Evlerde kullanılmayan, saklanması gereken eşyaların konulduğu bölüm
-
Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo
Ardiyeler ağız ağıza dolmuştu. - Sait Faik Abasıyanık
- Böyle bir yerde saklanılan eşya için ödenen ücret
AYRILI
- Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl
ADLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿadliyye)
- Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları
-
Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı
Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler. - Reşat Enis
Birleşik Kelimeler: adliye mahkemesi, adliye teşkilatı
ALINDI
- Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz
DİNDAR (Kelime Kökeni: Arapça dīn + Farsça -dār)
-
Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin
Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi. - Ömer Seyfettin
İZANLI
- Anlayışlı, düşünceli
NADİDE (Kelime Kökeni: Farsça nādīde)
-
Az görülür, görülmedik, seyrek görülen
El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı. - Cahit Uçuk
ANIZLI
- Üstünde anız bulunan (tarla)
- Henüz anız durumunda olan (tarla)
DREZİN (Kelime Kökeni: Fransızca draisine)
- Demir yollarında yol kontrol ve bakımı için kullanılan küçük araba
YALNIZ
-
Yanında başkaları bulunmayan
Sokaktaki yalnız çocuk.
-
(ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak
İki refik, sevgili arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediler. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
(ya'lnız) Yalnızca
Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı. - Falih Rıfkı Atay
-
Ama
Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz.
- Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi
Birleşik Kelimeler: yalnız başına
ZİYALI
- Işıklı