DENİZYILDIZLARI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

DENİZYILDIZLARI harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli DENİZYILDIZLARI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YILDIZ15, DALDIZ14, YALDIZ14, DİZDAR13, DİZAYN13, YAZILI13, ZİYADE13, YALNIZ12, ZİYALI12, ANIZLI11, DREZİN11, ARDİYE10, AYRILI10, ADLİYE10, ALINDI10, DİNDAR10, İZANLI10, NADİDE10, LERZAN9, NAZİRE9, LAEDRİ8, İRANLI7

İRANLI

[isim]

  • İran halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Acem

LAEDRİ (Kelime Kökeni: Arapça lāedrī)

[sıfat]

[eskimiş]

[edebiyat]

  • Anonim

[felsefe]

  • Bilinemezci

LERZAN (Kelime Kökeni: Farsça lerzān)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Titrek

    Uzak fenerler, ateş böcekleri gibi lerzan ve donuk bir ziya neşrediyordu. - Ömer Seyfettin

NAZİRE (Kelime Kökeni: Arapça naẓīre)

[isim]

[eskimiş]

  • Karşılık olarak, benzetilerek yapılan davranış, söz

[edebiyat]

  • Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir

    Yahya Kemal'e bayılıyor, boş zamanlarında onun rubailerine nazireler yazmaya çalışıyordu. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nazire yapmak

ARDİYE (Kelime Kökeni: Arapça arḍiyye)

[isim]

  • Evlerde kullanılmayan, saklanması gereken eşyaların konulduğu bölüm
  • Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo

    Ardiyeler ağız ağıza dolmuştu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Böyle bir yerde saklanılan eşya için ödenen ücret

AYRILI

[sıfat]

  • Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl

ADLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿadliyye)

[isim]

  • Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları
  • Hukuk ve adalet işlerinin görüldüğü resmî yapı

    Onun telaşlı adımlarla binadan çıkıp karşıdaki adliyeye girdiğini gördüler. - Reşat Enis

Birleşik Kelimeler: adliye mahkemesi, adliye teşkilatı

ALINDI

[isim]

  • Para vb. bir şeyin teslim alındığını gösteren belge, makbuz

DİNDAR (Kelime Kökeni: Arapça dīn + Farsça -dār)

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin

    Dualarında hep hayırlı, dindar evlat isterdi. - Ömer Seyfettin

İZANLI

[sıfat]

  • Anlayışlı, düşünceli

NADİDE (Kelime Kökeni: Farsça nādīde)

[sıfat]

  • Az görülür, görülmedik, seyrek görülen

    El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı. - Cahit Uçuk

ANIZLI

[sıfat]

  • Üstünde anız bulunan (tarla)
  • Henüz anız durumunda olan (tarla)

DREZİN (Kelime Kökeni: Fransızca draisine)

[isim]

  • Demir yollarında yol kontrol ve bakımı için kullanılan küçük araba

YALNIZ

[sıfat]

  • Yanında başkaları bulunmayan

    Sokaktaki yalnız çocuk.

[zarf]

  • (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak

    İki refik, sevgili arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediler. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[zarf]

  • (ya'lnız) Yalnızca

    Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı. - Falih Rıfkı Atay

[bağlaç]

  • Ama

    Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz.

[isim]

[ruh bilimi]

  • Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi

Birleşik Kelimeler: yalnız başına

ZİYALI

[sıfat]

  • Işıklı