DENİZTARAĞI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
DENİZTARAĞI harflerini içeren 5 harfli 52 kelime bulunuyor. 5 harfli DENİZTARAĞI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AĞRAZ15,
ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)
- Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan
- Siyasi çekişmelerin geçtiği yer
ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)
-
Giriş
Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas
- Başlangıç yemeği
ATARİ
- Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü
AT
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
- Astatin elementinin simgesi
TİRAN (Kelime Kökeni: Fransızca tyran)
- Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse
- Acımasız, gaddar, despot
TİNER (Kelime Kökeni: İngilizce thinner)
- İnceltici
ARTIN
- Katyon
NATIR (Kelime Kökeni: Arapça nāṭir)
- Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın
Birleşik Kelimeler: natır nalını
TANRI
- Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah
Birleşik Kelimeler: tanrıtanımaz, çok tanrılı
-
Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan
İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- Tanrı'nın günü
- Tanrı'ya şükür
- Tanrı aşkına
- Tanrı korusun
- Tanrı yarattı dememek
Birleşik Kelimeler: tanrı bilimi, Tanrı kayrası, Tanrı misafiri, Tanrı vergisi, çok tanrıcı, kamu tanrıcı, tek tanrıcı, tüm tanrıcı
ANİDE
- Ansızın
ÂDETA (Kelime Kökeni: Arapça ʿādetā)
-
Hemen hemen, sanki
Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum. - Ahmet Ümit
AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)
-
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak
- Kesenek
Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı
DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)
-
Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat
Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy
-
Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay
- Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
-
Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal
-
Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
- Saz takımında usul vurmaya yarayan tef
Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi
DİREN
- Dirgen
DİNAR (Kelime Kökeni: Arapça dīnār)
- Bahreyn, Cezayir, Irak, Karadağ, Kuveyt, Libya, Sırbistan, Tunus ve Ürdün kullanılan para birimi
- Eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi
- Altın liranın yaklaşık dörtte biri değerinde olan eski bir para
- Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri