DEFNEDİLİŞ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
DEFNEDİLİŞ harflerini içeren 3 harfli 24 kelime bulunuyor. 3 harfli DEFNEDİLİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FİŞ12,
İNİ
- Kayın (II)
İLE
-
Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz. - Ömer Seyfettin
-
Bazı soyut adlara getirildiğinde `... olarak, ... bir biçimde` anlamında durum zarfları oluşturan bir söz
Merhametle ona bakıyordu.
-
Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz
Annesi ile babası geldiler. Leylâ ile Mecnun. Gelmeleri ile gitmeleri bir oldu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... ile beraber
N
- Azot elementinin simgesi
DİN (Kelime Kökeni: Arapça dīn)
-
Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet
Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen
Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil. - Refik Halit Karay
- İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült
Ata Sözleri ve Deyimler
- dinden imandan çıkmak
- dinden imandan olmak
- dini bir uğruna
- dini gibi bilmek
- dini imanı para
- dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
- dinim hakkı için (veya aşkına)
- dinine yandığım
Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini
- C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
- Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası
Birleşik Kelimeler: din doruğu
- İlmek
DİL
-
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... - Yusuf Ziya Ortaç
-
Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri
Terazi dili.
-
Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği. - Sait Faik Abasıyanık
- Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası
- Kıstak
-
Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
İki dilli makara.
- Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
- Anahtar
Ata Sözleri ve Deyimler
- dil (veya diller) dökmek
- dil ağız vermemek
- dil bir karış
- dil çıkarmak
- dilden düşmez olmak
- dilden gelen elden gelse her fukara padişah olur
- dile (veya dillere) düşmek
- dile gelen ele gelir
- dile gelmek
- dile getirmek
- dile vermek
- dili (veya dilinin) döndüğü kadar
- dili açılmak
- dili ağırlaşmak
- dili alışmak
- dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak)
- dili bir karış olmak
- dili boğazına akmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak (veya dili damağı kurumak)
- dili dolaşmak
- dili dönmemek
- dili durmak
- dili durmamak
- dili ensesinden çekilsin!
- dili kılıçtan keskin olmak
- dili kurusun!
- dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
- dilinden (veya dilden) düşürmemek
- dilinden anlamak
- dilinden kurtulamamak
- dilinde tüy bitmek
- diline (veya dile) dolamak (veya takmak)
- diline biber sürerim
- diline düşmek
- diline kira istemek
- diline pelesenk etmek
- diline sağlam olmak
- diline sağlık
- diline virt etmek
- dilini bağlamak
- dilini değdirmemek
- dilini eşek arısı soksun
- dilini kedi (veya fare) mi yedi?
- dilini kesmek (veya kesip oturmak)
- dilinin altında bir şey olmak
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin cezasını (veya belasını) çekmek (veya bulmak)
- dilinin ucuna gelmek
- dilinin ucunda
- dilinin ucuyla
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dilini yutmak
- dilin kemiği yok
- dili olsa da söylese (veya anlatsa)
- dili pabuç kadar
- dili sürçmek
- dili tutulmak
- dili uzamak
- dili varmamak
- dili yanmak
- diliyle sokmak
- diliyle tutulmak (veya yakalanmak)
- dillerde dolaşmak (veya gezmek)
- dillere destan olmak
- dil uzatmak
Birleşik Kelimeler: dilaltı, dil altı bezleri, dil balığı, dilbasar, danadili, geyikdili, kaynanadili, kedidili, kıyı dili, kilit dili, kuşdili, küçük dil, öküzdili, sığırdili, yılandili
-
İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban
Dilinden Anadolulu olduğu ancak belli oluyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi
Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Belli mesleklere özgü dil
Hukuk dili.
-
Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı
Müzik dili. Yazı dili.
Hiçbir zaman onların arasına katılabilecek bir dil bulamadım. - Reha Mağden
- Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak
Ata Sözleri ve Deyimler
- dil tutmak
Birleşik Kelimeler: dilotu, dil adası, dil akrabalığı, dil atlası, dil bilgisi, dil bilimi, dil birliği, dil cambazı, dil coğrafyası, dil dalaşı, dil ebesi, dil felsefesi, dil kavgası, dil laboratuvarı, dil oğlanı, dil öğrenimi, dil öğretimi, dil pelesengi, dilsever, dil sürçmesi, dil şakası, dil tutukluğu, dilden dile, dile kolay, dili bağlı, dili bozuk, dili tutuk, dili uzun, dili yatkın, dili zifir, ana dil, Ari dil, bitişken dil, bükünlü dil, diplomatik dil, edebî dil, gizli dil, Güneş Dil Teorisi, günlük dil, iltisaki dil, küçük dil, millî dil, ortak dil, ölçünlü dil, ölü dil, özel dil, resmî dil, sivri dil, standart dil, tatlı dil, tek heceli dil, ulusal dil, yabancı dil, yapay dil, yapısal dil bilimi, yapma dil, ana dili, Azerbaycan dili, beden dili, çevirici dili, çeviri dili, çocuk dili, devlet dili, hâl dili, halk dili, ıslık dili, işaret dili, kayış dili, konuşma dili, kuş dili, vücut dili, yazı dili, yazın dili, akraba diller, Baltık dilleri, Cermen dilleri, İskandinav dilleri, Latin dilleri, Romen dilleri, Ural dilleri
- Gönül, yürek
Birleşik Kelimeler: deryadil, ehlidil, safdil, suzidil
EDİ
- İş yapma
- Yapılan iş
- Birbiriyle iyi anlaşan iki yaşlının baş başa kalışını anlatan Edi ile Büdü, Şakire Dudu deyiminde geçen bir söz
EDE
- Ağabey
İDE (Kelime Kökeni: Fransızca idée)
- Düşünce
LEŞ (Kelime Kökeni: Farsça lāşe)
- Kokmuş hayvan ölüsü
- Çok kötü kokan
Ata Sözleri ve Deyimler
- leş gibi
- leş gibi sarhoş
- leş gibi serilmek
- leşini çıkarmak
- leşini sermek
Birleşik Kelimeler: leş kargası, gemi leşi
NİŞ (Kelime Kökeni: Fransızca niche)
- Duvar içinde bırakılan oyuk
Şİİ (Kelime Kökeni: Arapça şīʿī)
- Şiilik mezhebinden olan kimse
ŞEN
-
Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır. - Reşat Enis
- Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
- Neşe belirtisi olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- şen olmak
Birleşik Kelimeler: şen şakrak, şen şatır
DİŞ
- Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri
-
Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
Bir diş sarımsak, iki diş karanfil.
- Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
- Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar
Ata Sözleri ve Deyimler
- diş açmak
- diş bilemek
- diş çıkarmak
- dişe dokunmak
- dişe dokunur (olmak)
- diş geçirememek
- diş geçirmek
- diş gıcırdatmak
- diş göstermek
- dişinden tırnağından artırmak
- dişine göre
- dişine kestirmek
- dişine vurmak
- dişinin kovuğuna bile gitmemek
- dişini sıkmak
- dişini sökmek
- dişini tırnağına takmak
- dişleri dökülmek
- dişten tırnaktan artırmak
Birleşik Kelimeler: diş ağrısı, diş bademi, dişbudak, diş buğdayı, diş-damak ünsüzü, diş diş, diş doktoru, diş-dudak ünsüzü, diş eti, diş eti-damak ünsüzü, diş eti-dudak ünsüzü, diş fırçası, diş hekimi, diş ipi, diş kirası, diş macunu, diş otu, diş özü, diş plağı, diş tababeti, diş tabibi, diş tacı, diş taşı, diş ünsüzü, dişe diş, dişiyle tırnağıyla, alt diş, damaklı diş, kazma diş, kesici diş, öğütücü diş, takma diş, uzun diş, üst diş, yirmilik diş, akıl dişi, azı dişi, deve dişi, duvar dişi, düven dişi, ekleme dişi, faredişi, fildişi, fil dişi, göz dişi, köpek dişi, kuzu dişi, peynir dişi, sıçandişi, süt dişi, yıldızı dişi, yirmi yaş dişi
EFE
- Yiğit, özellikle Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek
- Ağabey
-
Kabadayı
Düğünevinin avlusuna girerken yeni düze inmiş efeler gibi nara attı. - Ömer Seyfettin
- Kaptan
FİN
- Finlandiyalı
Birleşik Kelimeler: Fin hamamı, Fin-Ugor