DEFİBRATÖR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

DEFİBRATÖR harflerini içeren 5 harfli 41 kelime bulunuyor. 5 harfli DEFİBRATÖR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DATİF13, FİBER13, FERDİ13, FEDAİ13, FERDA13, İFADE13, REDİF13, ARİFE11, ETRAF11, EFRAT11, FİRAR11, FİTRE11, İFRAT11, İFTAR11, RÖTAR11, RAFİT11, TARİF11, TERÖR11, TERFİ11, ABİDE9, BİDAT9, BİDAR9, BEDİR9, DARBE9, DERBİ9, BİRER7, BARİT7, BARET7, BERAT7, BERRİ7, DAİRE7, İBARE7, İRADE7, İDRAR7, İDARE7, İBATE7, İBRET7, TABİR7, TERBİ7, TEDAİ7, ARTER5

ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)

[isim]

[anatomi]

  • Atardamar
  • Trafiği yoğun olan ana yol

BİRER

[sıfat]

  • Herkese bir

    Birer kalp bıraktılar bize kırık / Ömrümüzce gözyaşı döktürecek - Cahit Sıtkı Tarancı

Birleşik Kelimeler: birer ikişer

BARİT (Kelime Kökeni: Fransızca baryte)

[isim]

[kimya]

  • Renksiz veya beyaz, sarı, gri renklerde olabilen, sondaz, dolgu vb. alanlarda kullanılan bir mineral, baritin, baryum sülfat Ba(OH)2

BARET (Kelime Kökeni: Fransızca barrette)

[isim]

  • Küçük takke, papaz takkesi
  • Bir süs iğnesi türü
  • İşçilerin başlarına giydikleri, metal veya plastikten yapılmış koruyucu başlık

BERAT (Kelime Kökeni: Arapça berāt)

[isim]

  • Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu

Birleşik Kelimeler: ihtira beratı

BERRİ (Kelime Kökeni: Arapça berrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Karasal

DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)

[isim]

  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

  • Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri

    Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay

  • Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  • Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm

    Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]

  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası

[müzik]

  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi

İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)

[isim]

  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim

İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)

[isim]

  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstenç

[eskimiş]

  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade

İDRAR (Kelime Kökeni: Arapça idrār)

[isim]

  • Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik, küçük abdest, hacet

    Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: idrar kesesi, idrar torbası, idrar yolu, idrar zoru

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

İBATE (Kelime Kökeni: Arapça ibāte)

[isim]

[eskimiş]

  • Barındırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibate etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

İBRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿibret)

[isim]

  • Kötü bir olaydan alınması gereken ders, uyarıcı sonuç

    Gören göze ibret vardır her şeyde. - Âşık Veysel

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Çirkin, kötü, acayip

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibret almak
  • ibret olmak

Birleşik Kelimeler: ibretiâlem

TABİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿbīr)

[isim]

  • Rüya yorma, yorumlama
  • Yorum

    Düş biter bitmez tüccar uyanıverdi ve hemen rüya tabiri kitaplarını açtı. - İhsan Oktay Anar

[eskimiş]

  • Deyiş, anlatım, ifade

    Bugünlük temsil sözünü kullanırken onu alışılmış bir tabir olarak alıyoruz. - Ahmet Kutsi Tecer

[eskimiş]

  • Deyim

    Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabir etmek
  • tabiri (veya tabir) caizse

Birleşik Kelimeler: tabirname

TERBİ (Kelime Kökeni: Arapça terbīʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Dördün

[edebiyat]

  • Dörtleme