[zarf]

• Ayrıntılı olarak, derinliğine

  Tezini, ufki ve genişliğine değil, bir burgunun açtığı delik gibi derinlemesine almıştır. - Nazım Hikmet

[isim]

• Demokratik olma durumu

[nesnesiz]

• Demirlemesi sağlanmak

[nesnesiz]

• Derlenme ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

• Dertlenebilmek işi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Vücutları bir sapla deniz dibine bağlı veya serbest olabilen, beş veya daha fazla kollu, toplu durumda yaşayan derisi dikenlilerden bir sınıf

[-i]

• Delirtme ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

• Derinleştirmek durumu, tamik

[-i]

• Birbirine denk duruma getirmek

• Gereken miktarda para sağlamak

  Katırcının parasını denkleştiremedim. - Tarık Buğra

[-e]

[-i]

• Demletme ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

• Demlendirilmek işi

[nesnesiz]

• Demlenme ihtimali veya imkânı bulunmak

[-i]

• Derleme ihtimali veya imkânı bulunmak

[isim]

[felsefe]

• Belirlenim

[isim]

• Debelenebilmek işi