DAĞITABİLME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

DAĞITABİLME harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli DAĞITABİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dağıtabilme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Dağıtabilme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BAĞDAT17, AĞDALI16, BAĞLAM16, MEBLAĞ16, TEBLİĞ15, AĞLATI14, BADEMA11, BADELİ10, DAMALI10, İBADET10, TEBDİL10, AMBALE9, EDATLI9, TİMBAL9, TEMADİ9, ATILMA8, ADALET8, TABELA8, AMETAL7, ALAMET7, İMALAT7, MAAİLE7

AMETAL (Kelime Kökeni: Fransızca amétale)

[isim]

[kimya]

  • Metal olmayan element

    Klor, fosfor, oksijen ametaldir.

ALAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāmet)

[isim]

  • Belirti, işaret, iz, nişan

    İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok. - Cemil Meriç

[mecaz]

  • Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

Birleşik Kelimeler: alametifarika, kıyamet alameti

İMALAT (Kelime Kökeni: Arapça iʿmālāt)

[isim]

[ticaret]

  • Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal
  • İşlenerek yapılan üretim

    Bu paketler satılsın, imalata ondan sonra devam edilecekti. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: imalathane, fason imalat, seri imalat

MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)

[zarf]

[eskimiş]

  • Ailece, ev halkıyla birlikte

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet

ATILMA

[isim]

  • Atılmak işi

    Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. - Selâhattin Hilav

ADALET (Kelime Kökeni: Arapça ʿadālet)

[isim]

  • Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe
  • Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme

    Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir. - Nazım Hikmet

  • Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları

    Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar.

  • Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk

    Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer. - Feridun Fazıl Tülbentçi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adalet dağıtmak
  • adalete teslim etmek
  • adalete teslim olmak
  • adaletine sığınmak

Birleşik Kelimeler: adalet kapısı, adalet mahkemesi, adalet örgütü, adalet sarayı, sosyal adalet

TABELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tabella)

[isim]

  • Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha

    Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum. - Refik Halit Karay

  • Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge
  • Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt

Birleşik Kelimeler: tabela bahis

AMBALE (Kelime Kökeni: Fransızca emballé)

[isim]

  • `Birini düşünemez duruma getirmek, çok yormak, fazla gaz vererek otomobili çalışamaz duruma getirmek` anlamlarındaki ambale etmek ve `çok yorulup iş göremez, düşünemez duruma gelmek` anlamındaki ambale olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

EDATLI

[sıfat]

  • Edat bulunduran

Birleşik Kelimeler: edatlı tümleç

TİMBAL (Kelime Kökeni: Fransızca timbale)

[isim]

  • Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan, küre biçiminde bir davul türü

TEMADİ (Kelime Kökeni: Arapça temādī)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürme, sürüp gitme, uzama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temadi etmek

DAMALI

[sıfat]

  • Üstünde kareler bulunan, kareli

    Damalı bir eteklik, açık mavi kapalı bir yün kazak giymişti. - Necati Cumalı

İBADET (Kelime Kökeni: Arapça ʿibādet)

[isim]

[din bilgisi]

  • Bir dinin buyruklarını yerine getirme

    Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibadet de gizli, kabahat de
  • ibadet etmek

Birleşik Kelimeler: ibadethane

TEBDİL (Kelime Kökeni: Arapça tebdīl)

[isim]

[eskimiş]

  • Değiştirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tebdil etmek
  • tebdil gezmek
  • tebdili şaşmak

Birleşik Kelimeler: tebdilihava, tebdilimekân, hava tebdili

BADEMA (Kelime Kökeni: Arapça baʿdemā)

[zarf]

[eskimiş]

  • Bundan sonra, bundan böyle

    Ve badema kâra ortak olmadığımızı, bütün paranın bana ait olduğunu söyledi. - Sait Faik Abasıyanık