DAĞILIŞ ile Oluşan Kelimeler (DAĞILIŞ Kelime Türetme)
DAĞILIŞ harflerinden oluşan 27 kelime bulunuyor. DAĞILIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dağılış kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
DAĞILIŞ21
5 Harfli Kelimeler
DAĞLI15, AĞILI14, DALIŞ11, AŞILI10
4 Harfli Kelimeler
AĞIŞ15, IĞIL13, AĞIL12, AĞLI12, IŞIL9, ALIŞ8, ADLI7, ADIL7, ALDI7
3 Harfli Kelimeler
DAĞ12, AĞI11, LIĞ11, DIŞ9, ŞAD8, AŞI7, ŞAL6, DAL5
2 Harfli Kelimeler
AĞ9, AŞ5, AD4, AL2, LA2
AL
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu
- Bu renkte olan (at)
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
- Alüminyum elementinin simgesi
LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)
- Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
- Lantan elementinin simgesi
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
DAL
-
Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar! - Tarık Buğra
- Branş
- Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı
- Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube
Ata Sözleri ve Deyimler
- dal budak salmak
- dal gibi
- dal gibi kalmak
- dalları basmak
- dal sürmek
Birleşik Kelimeler: dalkıran, dalkurutan, ana dal, yan dal, ana bilim dalı, harmandalı, zeytin dalı
- Arka, sırt
- Kol
-
Omuz
Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm - Halk türküsü
- Boyun, ense
Ata Sözleri ve Deyimler
- dalına basmak
- dalına binmek
- dal vermek
Birleşik Kelimeler: ana dal, doruk dal
-
Çıplak, yalın
Dalkılıç. Daltaban.
Birleşik Kelimeler: dalfes, dalfidan, dalgündüz, dalkılıç, dalöğle, daltaban, daluyku, dalyarak
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
ŞAL (Kelime Kökeni: Farsça şāl)
-
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı. - Reşat Enis
-
Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: şal kuşak, şal örneği
ADLI
-
... adını taşıyan, isimli
Geçen gün 'Kayıp Mektup' adlı oyunu ikinci kez gördüm. - Nazım Hikmet
- Ünlü, isimli
Birleşik Kelimeler: adlı adıyla, adlı sanlı, eş adlı
ADIL
- Zamir
ALDI
-
`söylemeye başladı` anlamında kullanılan bir söz
Aldı Kerem. Aldı Köroğlu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- al (veya alın) ...
- alaşağı etmek
- al aşağı vur yukarı
- al benden de o kadar
- al birini, vur ötekine (veya birine)
- aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
- aldı sazı eline
- al gülüm ver gülüm
- alıp başını gitmek
- alıp götürmek
- alıp satmaz görünmek
- alıp sattığı olmamak
- alıp vereceği olmamak
- alıp verememek
- alıp vermek
- alıp yürümek
- al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
- almadan vermek Allah'a mahsus
- almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
- al malın iyisini, çekme kaygısını
- alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
- al sana bir ... daha
- al takke ver külah
AŞI
- Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
-
Bu eriyiğin uygulanması
Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı.
- Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi
- Bu yolla eklenen parça
-
Aşılı (bitki)
Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak)
- aşı vurmak (veya yapmak)
Birleşik Kelimeler: aşı boyalı, aşı boyası, aşı kâğıdı, aşı taşı, çatal aşı, kakma aşı, karma aşı, yarma aşı, çiçek aşısı, göz aşısı, kalem aşısı, yaprak aşısı
ALIŞ
- Alma işi
Birleşik Kelimeler: alış fiyatı, alışveriş, efektif alış
ŞAD (Kelime Kökeni: Farsça şād)
- Sevinçli, neşeli
Ata Sözleri ve Deyimler
- şad etmek
- şad olmak
IŞIL
- Işıklı
-
Işıldayan, parlak
Şu lokanta camekânında kuyruklarını dikmiş, ışıl gözlü alev menevişli barbunyalar. - Yusuf Ziya Ortaç
Birleşik Kelimeler: ışıl ışıl, ışıl küf, florışıl, fosforışıl, gazışıl
DIŞ
-
Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı
Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. - Ahmet Haşim
- Bir konunun kapsamına girmeyen şey
-
Görülen, içte bulunmayan yüzey
Bardağın dışı kirli.
- Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları
-
Bireyin ötesinde bir varlığı olan
Dış dünya.
-
Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan
Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu. - Ayşe Kulin
-
Yabancı ülkelerle ilgili
Dış siyaset. Dış ilişkiler.
- Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim
- Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut
Ata Sözleri ve Deyimler
- dışa vurmak
- dışı eli yakar, içi beni yakar
- dışı kalaylı, içi alaylı
- dışına çıkmak
- dışında
- dışında bırakmak
- dışında kalmak
Birleşik Kelimeler: dış açı, dış ağ, dış âlem, dış alım, dış asalak, dış başkalaşım, dış bellek, dışbeslenen, dış beslenme, dış borç, dış borçlanma, dışbükey, dış çevre, dış çizgiler durumu, dış çokgen, dış deri, dış dünya, dış evlilik, dış gebelik, dış gezegen, dış gezi, dış güçler, dış hat, dış işleri, dış kapı, dış kavuz, dış kredi, dış kulak, dış kutsal, dış lastik, dış merkezli, dış odun, dış pazar, dış pazarlama, dış piyasa, dış plazma, dış politika, dış saha, dış satım, dış ses, dış ters açı, dış ticaret, dış vurum, dış yarıçap, dış yüz, dış zar, dışa dönük, dışa vurum, ahlak dışı, akıl dışı, alfabe dışı, amaç dışı, bilim dışı, bilinç dışı, çağ dışı, çevrim dışı, ders dışı, devre dışı, din dışı, doğa dışı, evlilik dışı, gerçek dışı, gündem dışı, hudut dışı, irade dışı, istenç dışı, kanun dışı, kayıt dışı, kişilik dışı, kural dışı, liste dışı, mantık dışı, meyve dışı, olağan dışı, oran dışı, öz dışı, saf dışı, sınır dışı, sıra dışı, toplum dışı, töre dışı, us dışı, yasa dışı, yurt dışı, içli dışlı
AĞ
-
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Balık ağı. Tenis ağı.
- Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
-
Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke
Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü.
-
Tuzak
Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi
- Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
- Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağ atmak (veya bırakmak)
- ağ çekmek
- ağına düşürmek
Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı
- Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık