DAZLAKLAŞMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

DAZLAKLAŞMA harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli DAZLAKLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dazlaklaşma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Dazlaklaşma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ADAŞ9, AZMA8, AŞMA8, MAAŞ8, MAŞA8, ŞAMA8, ZAMK8, ADAM7, ALAZ7, DAMA7, KAZA7, LAZA7, ŞAKA7, ADAK6, ALMA5, AMAL5, AKMA5, KAMA5, LAMA5, MALA5, KALA4, LAKA4, LALA4

KALA

[zarf]

  • Kaldığında

    Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık. - Ahmet Haşim

LAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca lacca)

[isim]

  • Lak

[isim]

  • Yol üzerinde oluşan çukur

LALA (Kelime Kökeni: Farsça lālā)

[isim]

[eskimiş]

  • Çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse

    Mekteple ev arasında daima bir lalanın refakatinde gidip gelmeye alıştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[tarih]

  • Şehzadelerin özel eğitmenleri

[ünlem]

  • Padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lala paşa eğlendirmek

ALMA

[isim]

  • Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
  • Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer

Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı

AMAL (Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)

[isim]

[eskimiş]

  • İşler, işlemler

Birleşik Kelimeler: amalierbaa

AKMA

[isim]

  • Akmak işi

[halk ağzında]

  • Reçine, çam sakızı, akındırık

Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı

KAMA

[isim]

  • Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak

    Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık

[madencilik]

  • Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
  • Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı

[askerlik]

  • Topun gerisini kapayan kapak

    Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz

[halk ağzında]

  • Oyunda kazanılan her parti

[halk ağzında]

  • Oyunda sayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kama basmak

LAMA (Kelime Kökeni: Fransızca lama)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan

[isim]

  • Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi

Birleşik Kelimeler: dalay lama

[isim]

  • Küçük maden veya cam şerit

MALA (Kelime Kökeni: Farsça māle)

[isim]

  • Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı

ADAK

[isim]

  • Adanılan şey, nezir

    Hanım, bu aldığınız şeylerin adağını unuttunuz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adak adamak

ADAM (Kelime Kökeni: Arapça ādem)

[isim]

  • İnsan
  • Erkek kişi

    İyi bir adam isterse, babası da verirse varacak. - Memduh Şevket Esendal

  • Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse

    Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. - Kemal Tahir

  • Birinin yararlandığı, kullandığı kimse

    Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı. - Cemil Meriç

  • Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse

    O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez.

  • Görevli kimse

    Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse. - Refik Halit Karay

  • İyi huylu, güvenilir kimse
  • Bir alanı benimseyen kimse

[halk ağzında]

  • Eş, koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamı
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak

Birleşik Kelimeler: adam adama, adamakıllı, adam başı, adam boyu, adam kıtlığında, adamkökü, adamotu, adam sarrafı, adam sendeci, adam yokluğunda, altın adam, asılmışadam, baba adam, balık adam, beyaz adam, bulaşık adam, istenmeyen adam, kardan adam, kiralık adam, kötü adam, kurbağa adam, lüzumsuz adam, Müslüman adam, ömür adam, parmak adam, parmak çocuk, sokaktaki adam, son adam, tek adam, teknik adam, yarım adam, ahiret adamı, bilim adamı, dağ adamı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, el adamı, ev adamı, fikir adamı, gemi adamı, görev adamı, gösteri adamı, günün adamı, halk adamı, hayat adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, kavga adamı, salon adamı, sanat adamı, uzay adamı, zamane adamı

ALAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Alev, yalaz

Birleşik Kelimeler: alaz alaz

DAMA (Kelime Kökeni: İtalyanca dama)

[isim]

  • Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun

    Gürültüsüz oyun isterseniz gelin damaya. - Mehmet Akif Ersoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dama demek

Birleşik Kelimeler: dama tahtası, dama taşı

KAZA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ)

[isim]

  • İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
  • İlçe, kaymakamlık

    Muharebe, bütün yollarda, kazalarda, her yerde âdeta neşe veren bir tesir hasıl etmişti. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]

  • Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme

[eskimiş]

[hukuk]

  • Yargı

[eskimiş]

  • Kadılık görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaza atlatmak
  • kaza etmek
  • kaza geçirmek
  • kaza geliyorum demez
  • kaza ile
  • kazaya bırakmak
  • kazaya kalmak
  • kazaya rıza göstermek
  • kazaya uğramak

Birleşik Kelimeler: kaza dairesi, kaza kurşunu, ferdî kaza sigortası, görünmez kaza, zincirleme kaza, iş kazası, tren kazası

LAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Bal koymaya yarayan küçük tekne