DAYAYIVERME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
DAYAYIVERME harflerini içeren 4 harfli 44 kelime bulunuyor. 4 harfli DAYAYIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dayayıverme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Dayayıverme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
YIVA13,
ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)
- Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
- Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
Ata Sözleri ve Deyimler
- arma donatmak
- arma soymak
- arma uçurmak (veya budatmak)
ERME
- Ermek işi
MERA (Kelime Kökeni: Arapça merʿā)
-
Otlak
Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: mera bitkileri, mutlak mera, besi merası, dağ merası
ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)
- Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça
ARDA
- İşaret olarak yere dikilen çubuk
- Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem
- Ardıl
AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)
-
Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu
Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.
-
Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü
Memleket saat ayarı.
- Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
-
Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü
Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor.
-
Değer, derece
Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayar almak
- ayar etmek
- ayar vermek
Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı
DARA (Kelime Kökeni: İtalyanca tara)
- Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
- Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra
- İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı
Ata Sözleri ve Deyimler
- darasını almak
- darasını düşmek
- daraya atmak (veya çıkarmak)
DERE
-
Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu
Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek
- İki dağ arasındaki uzun çukur
- Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol
Ata Sözleri ve Deyimler
- derede tarla sel için, tepede harman yel için
- dereyi geçerken at değiştirilmez
- dereyi görmeden paçaları sıvamak
Birleşik Kelimeler: derebeyi, dereotu, dere tepe, dere yatağı, kuru dere
EYER
-
Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- eyer boşaltmak
- eyere de gelir semere de
- eyeri boş kalmak
- eyer kapatmak (veya kapamak)
- eyer vurmak
Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı
EDER
-
Fiyat, paha, değer
Bu kitabın ederi ne kadar?
REYE (Kelime Kökeni: Fransızca rayé)
-
Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş)
Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. - Haldun Taner
YARA
-
Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik
Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet
-
Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık
Geminin omurgasındaki yara.
- Vücutta işlemekte olan çıban
-
Dert, üzüntü, acı
Bu yarayı deşmeyin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yara açmak
- yara almak
- yara işlemek
- yara kapanmak
- yarasını deşmek
- yarası olan gocunur (veya gocunsun)
- yaraya merhem olmak
- yaraya tuz biber ekmek
- yarayı tazelemek
Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası
AYMA
- Aymak işi
AYRI
-
Başka, başka türlü
Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin
-
Aynı yerde kalan
Beraber misiniz, ayrı mısınız?
- Yalnız, tek başına
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayrı baş çekmek
- ayrı düşmek
- ayrı eve çıkmak
- ayrı seçi yapmak
- ayrı tutmak
Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar
ADAM (Kelime Kökeni: Arapça ādem)
- İnsan
-
Erkek kişi
İyi bir adam isterse, babası da verirse varacak. - Memduh Şevket Esendal
-
Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse
Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. - Kemal Tahir
-
Birinin yararlandığı, kullandığı kimse
Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı. - Cemil Meriç
-
Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse
O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez.
-
Görevli kimse
Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse. - Refik Halit Karay
- İyi huylu, güvenilir kimse
- Bir alanı benimseyen kimse
- Eş, koca
Ata Sözleri ve Deyimler
- adama benzemek (veya dönmek)
- adam adama gerek olur
- adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
- adam adamdan korkmaz, utanır
- adam adamı bir kez aldatır
- adam almamak
- adam beğenmemek
- adamdan saymak
- adam değilim
- adam etmek
- adam gibi
- adamı
- adamın adı çıkacağına canı çıksın
- adamına göre
- adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
- adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
- adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
- adam içine çıkmak
- adam içine karışmak
- adam kullanmak
- adam olacak çocuk bokundan belli olur
- adam olana bir söz yeter
- adam olana çok bile
- adam olmak
- adam sanmak
- adam sen de!
- adam sırasına geçmek (veya girmek)
- adam yerine (veya hesabına) koymak
Birleşik Kelimeler: adam adama, adamakıllı, adam başı, adam boyu, adam kıtlığında, adamkökü, adamotu, adam sarrafı, adam sendeci, adam yokluğunda, altın adam, asılmışadam, baba adam, balık adam, beyaz adam, bulaşık adam, istenmeyen adam, kardan adam, kiralık adam, kötü adam, kurbağa adam, lüzumsuz adam, Müslüman adam, ömür adam, parmak adam, parmak çocuk, sokaktaki adam, son adam, tek adam, teknik adam, yarım adam, ahiret adamı, bilim adamı, dağ adamı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, el adamı, ev adamı, fikir adamı, gemi adamı, görev adamı, gösteri adamı, günün adamı, halk adamı, hayat adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, kavga adamı, salon adamı, sanat adamı, uzay adamı, zamane adamı