DAYATIŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

DAYATIŞMAK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli DAYATIŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ADAYIŞ14, TAYDAŞ13, YAŞAMA12, YAŞMAK12, ATIŞMA11, AKIŞMA11, DAYAMA11, KAŞIMA11, KAYŞAT11, ŞAKIMA11, TAŞIMA11, AYIKMA10, ŞAMATA10, TAŞMAK10, YIKAMA10, ADATMA9, ADAMAK9, YATMAK9, AYAKTA8, AKITMA8, TIKAMA8, ATAMAK7

ATAMAK

[-e]

[-i]

  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak

AYAKTA

[zarf]

  • Ayağa kalkmış durumda

    Kahvelerimizi ayakta içtik. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Telaşlı, heyecanlı bir biçimde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayakta kalmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta uyumak

Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi

AKITMA

[isim]

  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

  • Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke
  • Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü

[halk ağzında]

  • Enli bilezik

TIKAMA

[isim]

  • Tıkamak işi

    Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi. - İhsan Oktay Anar

ADATMA

[isim]

  • Adatmak işi

ADAMAK

[-e]

[-i]

  • Bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kutsal olduğuna inanılan bir güce niyette bulunmak, nezretmek

[mecaz]

  • Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek

[mecaz]

  • Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek

[mecaz]

  • Ayırmak, tahsis etmek

    Nasılsa altındaki arabayı edinmişti, bütün sevme gücünü de bu arabaya adamıştı. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • İthaf etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ada bana, adayım sana
  • adamak kolay, ödemek zordur
  • adamakla mal tükenmez

YATMAK

[nesnesiz]

  • Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak

    Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. - Nazım Hikmet

  • Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek
  • Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek

    Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.

  • Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak

    Bu gece nerede yatacağız?

  • Boş yere beklemek

    Mallar depoda yatıyor.

  • İşlemez, çalışmaz durumda kalmak

    Gemi limanda yatıyor.

  • Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek

    Turşu sirkede yatıyor.

  • Belli bir süreyi cezaevinde geçirmek
  • Ölü gömülmüş olmak

    Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı. - Halikarnas Balıkçısı

  • Düz bir duruma gelmek, düzleşmek

    Kumaş iyice ütülenince yattı.

[-le]

  • Cinsel ilişkide bulunmak
  • Bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak
  • Heves etmek, eğilmek

    Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Bulunmak, var olmak

    Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür. - Haldun Taner

[teklifsiz konuşmada]

  • Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak

    Takım bu sezon yattı.

[halk ağzında]

  • İşsiz kalmak, çalışmamak

[argo]

  • Bilerek yenilmek, şike yapmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatıp kalkıp
  • yatıp kalkmak

Birleşik Kelimeler: çekyat, hacıyatmaz

AYIKMA

[isim]

  • Ayıkmak işi

ŞAMATA (Kelime Kökeni: Arapça şemāte)

[isim]

  • Gürültü patırtı

    Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamata etmek
  • şamata koparmak

TAŞMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak

    Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı. - Haldun Taner

  • Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak
  • Bir yere veya şeye sığmamak

    Kasketinden taşmış siyah saçları yakına gelince çok kırçıllaştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak

    Gösteri o kadar güzeldi ki seyirciler salondan taşmıştı.

[mecaz]

  • Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamak

    Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

YIKAMA

[isim]

  • Yıkamak işi

    Başını soğuk suyla yıkamaya başlamışlar. - Falih Rıfkı Atay

[kimya]

  • Bir eriticideki bir veya birkaç çözünür birleşeni ayırmak amacıyla, eriticiyi, toz durumuna getirilmiş bir maddenin içinden yavaş yavaş geçirme

[sinema]

  • Film üzerinde kalması istenmeyen kimyasal maddelerin akıtılması için arı suyla yapılan temizleme

Birleşik Kelimeler: yıkama yağlama, merkezî yıkama, ölü yıkama

ATIŞMA

[isim]

  • Atışmak işi

    Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

[edebiyat]

  • Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme

AKIŞMA

[isim]

  • Akışmak işi

[dil bilimi]

  • Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması

DAYAMA

[isim]

  • Dayamak işi

KAŞIMA

[isim]

  • Kaşımak işi