DAYANAKSIZ ile Oluşan Kelimeler (DAYANAKSIZ Kelime Türetme)
DAYANAKSIZ harflerinden oluşan 146 kelime bulunuyor. DAYANAKSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Dayanaksız kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
10 Harfli Kelimeler
DAYANAKSIZ19
8 Harfli Kelimeler
DAYAKSIZ17
7 Harfli Kelimeler
AYNASIZ14, AYAKSIZ14, ADAKSIZ14, YAKASIZ14, YAKINDA12, YAZANAK12, DAYANAK11
6 Harfli Kelimeler
YANSIZ13, AKYAZI12, ANASIZ11, KANSIZ11, YANDIK11, YAKAZA11, AYAKSI10, SANDIK10, AKASYA9, SADAKA9
5 Harfli Kelimeler
AYSIZ12, ADSIZ12, ANDIZ11, YAZIK11, YAZIN11, ANSIZ10, AYNAZ10, AYDIN10, SIZAK10, SAKIZ10, DAYAK9, KIZAN9, KIYAS9, NAKIZ9, SADIK9, SAZAN9, SAZAK9,
Tümünü Gör
4 Harfli Kelimeler
YAZI10, AYAZ9, DAYI9, ANIZ8, AZIK8, ADAY8, KAZI8, SAYI8, SIDK8, YISA8, ZINK8, ASYA7, AYIK7, AYIN7, AYNI7, DANS7, KADI7, KIYA7, KAYI7, KAZA7
Tümünü Gör
3 Harfli Kelimeler
DAZ8, YAZ8, AZI7, KIZ7, SAZ7, YAD7, AYI6, AZA6, KAZ6, NAZ6, SAY6, YAS6, ZAN6, ASI5, AYA5, AYN5, ADA5,
Tümünü Gör
2 Harfli Kelimeler
AZ5, AY4, AD4, YA4, AS3, AN2, AK2
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
AY
-
Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz
Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel!
- Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
-
Yılın on iki bölümünden her biri, mah, meh
Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı.
-
Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre
Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
- ay aydın, hesap belli
- ay gibi
- ay harmanlanmak
- ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
- ayı görmeden bayram etme
- ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez
Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları
- Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh
Birleşik Kelimeler: Ay tutulması
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
YA (Kelime Kökeni: Arapça yā)
-
`Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü
Yürü ya mübarek!
- Evet
Ata Sözleri ve Deyimler
- ya Allah
- ya Rabbi (veya Rab)
- ya sabır
- ya sabır çekmek
- ya ya ya şa şa şa
Birleşik Kelimeler: yalelli
-
Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz
Ya, bu adam kim?
-
Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz
Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?
-
Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz
Biz de gelelim mi? -Gelin ya.
-
Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz
Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.
-
Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz
Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?
-
Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz
O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.
-
Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz
Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var. - Memduh Şevket Esendal
- Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya
Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya
ASI
- Asma işi
- Afiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- asıda olmak (veya kalmak)
AYA
- Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
- Ayak tabanı
- Yaprakların düz ve parlak bölümü
Birleşik Kelimeler: el ayası, köpekayası, yaprak ayası
AYN (Kelime Kökeni: Arapça ʿayn)
- Göz
Birleşik Kelimeler: aynısefa
ADA
-
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. - Refik Halit Karay
- Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm
- Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan
- Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ada gibi
Birleşik Kelimeler: ada balığı, ada çayı, ada soğanı, ada tavşanı, ada tepe, adayavrusu, gök ada, takımada, yarımada, dil adası, kavşak adası, mercan adası, yapı adası
KAY
- Yağmur, yaz yağmuru
- Kusma
SIK
-
Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı
Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç.
- Çok bulunan, çok rastlanan
- Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla
-
Aralıksız olarak, aralarında az aralık bırakarak
Çiçekleri çok sık diktik.
Birleşik Kelimeler: sıkboğaz, sık otlatma, sık sık
YAN
-
Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profil
Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. - Memduh Şevket Esendal
-
Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet
Yaşlı garson yanımıza geldi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Yer
- Üst
-
Birlikte, beraberinde olma
Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler. - Necati Cumalı
- Üstte, altta, arkada veya önde olmayan
-
İkinci derece olan
Çoğu kez yan uğraş olarak oyuncular filmcilikle uğraşıyordu. - Metin And
-
Tali
Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler. - Anayasa
- Bir tarafa yönelerek
- İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri
- Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri
- Bir denklemde `=` işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri
- Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (II)
Ata Sözleri ve Deyimler
- -den yana
- -den yana çıkmak
- -den yana olmak
- yan bakmak
- yan basmak
- yan çizmek
- yan gelip oturmak (veya yatmak)
- yan gelmek
- yan gözle bakmak
- yanına almak
- yanına bırakmamak (veya koymamak)
- yanına kalmak
- yanına kâr kalmak
- yanına salavatla varılmaz
- yanına salavatla yaklaşılmak
- yanına yaklaştırmamak
- yanından bile geçmemiş
- yanında olmak
- yan pala Zeydün
- yan tutmak
- yan yatmak
Birleşik Kelimeler: yan atışı, yan bakış, yan cümle, yan çizgisi, yan dal, yan etki, yan flüt, yan hakem, yan kabağı, yan kâğıdı, yankesici, yan ödeme, yan sanayi, yan tesir, yantutmaz, yan tümce, yan ürün, yan yan, yan yana, yan yargıcı, yan yol, yan yüzergiller, yanı başı, yanıkara, bir yana, bir yanda, bir yandan, öte yandan, alt yanı
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
AYI
- Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos)
- Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayı gibi
- ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne
- ayı sevdiği yavrusunu hırpalar
- ayıya kaval çalmak
- ayı yavrusu ile oynuyor
- ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış
- ayıyı vurmadan postunu satmak
Birleşik Kelimeler: ayıbacağı, ayı balığı, ayıboğan, ayı gülü, ayıkulağı, ayı üzümü, ayı yürüyüşü, bozayı, cicimayı, Büyükayı, Küçükayı, dağ ayısı, denizayısı, marsıvan ayısı