DAVUDİ ile Oluşan Kelimeler (DAVUDİ Kelime Türetme)

DAVUDİ harflerinden oluşan 9 kelime bulunuyor. DAVUDİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Davudi kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

DAVUDİ17

4 Harfli Kelimeler

VİDA12, VADİ12

3 Harfli Kelimeler

DAV11, DUA6, UDİ6, ADİ5

2 Harfli Kelimeler

AV8, AD4

AD

[isim]

  • Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam

    Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu

[dil bilgisi]

  • Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ad almak
  • ad çekmek
  • adı (bile) olmamak
  • adı batası (veya batasıca)
  • adı batmak
  • adı bile okunmamak
  • adı çıkmak
  • adı çıkmış dokuza, inmez sekize
  • adı deliye çıkmak
  • adı duyulmak
  • adı geçmek
  • adı gibi bilmek
  • adı kaldırılmak
  • adı kalmak
  • adı karışmak
  • adı kötüye çıkmak
  • adını ...-ye çıkarmak
  • adını ağzına abdestle almak
  • adını ağzına almamak
  • adını anmak
  • adını bağışlamak
  • adını çıkarmak
  • adını kirletmek (veya lekelemek)
  • adını koymak
  • adını taşımak
  • adını vermek
  • adı olmak
  • adı var
  • ad koymak
  • ad takmak
  • ad vermek
  • ad yapmak

Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına

[isim]

  • Sayma
  • Sayılma

Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak

ADİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿādī)

[sıfat]

  • Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan

    Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Aşağılık, alçak

    Bunlar çok adi ve fena insanlardı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Bayağı

    Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu

DUA (Kelime Kökeni: Arapça duʿāʾ)

[isim]

[din bilgisi]

  • Yakarış
  • Tanrı'ya yalvarma, yakarış için söylenen dinî metin

    Pazartesi, perşembe geceleri yatağında gizli gizli Arapça dua okurdu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dua (veya duasını) almak
  • dua etmek
  • duası tutmak

Birleşik Kelimeler: beddua, hayır dua, cenaze duası, hatim duası, karınca duası, pehlivan duası, sofra duası, yağmur duası, yemek duası

UDİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿūdī)

[isim]

[müzik]

  • Ut çalan çalgıcı, utçu

AV

[isim]

  • Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr

    Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
  • Bu yollarla yakalanan hayvan

[mecaz]

  • Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ava çıkmak
  • ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
  • ava giden avlanır
  • av avlanmış, tav tavlanmış
  • av avlayanın, kemer bağlayanın
  • av vuranın değil, alanın

Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı

DAV

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Postu, kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebrası (Hippotigris burchelli)

VİDA (Kelime Kökeni: İtalyanca vite)

[isim]

  • Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vidaları gevşemek

Birleşik Kelimeler: piston vida, zıvanalı vida

VADİ (Kelime Kökeni: Arapça vādī)

[isim]

  • İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak

    Vadinin hemen kıyı başında idi ve çevresinde beş karaltı vardı. - Tarık Buğra

[eskimiş]

[mecaz]

  • Çalışma alanı, tutulan yol, benimsenen tarz

    Münakaşa kızışınca lakırtıyı hemen meslek bakımından çok zararlı bir vadiye yani şahsiyata sürüklediklerini hatırlarız. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vadiye dökülmek

DAVUDİ (Kelime Kökeni: Arapça dāvudī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kalın, tok ve gür (ses)

    Bak, hafif davudi sesi, gözlerini baygın baygın süzüşü aklımdan hâlâ gitmez. - Attila İlhan