Dar ile Biten Kelimeler

DAR ile biten 53 kelime bulunuyor. Sonu DAR olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dar kelimesinin anlamı nedir? Dar ile başlayan kelimeler. İçinde dar olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

SERMAYEDAR16

9 Harfli Kelimeler

DEFTERDAR19, CAZİBEDAR19, HAZİNEDAR18, MAHSULDAR18, MİHMANDAR17, METHALDAR16, TAHSİLDAR16, TELERADAR11

8 Harfli Kelimeler

HÜKÜMDAR19, MÜHÜRDAR19, MEYVEDAR19, VEZNEDAR19, BERHUDAR17, HİSSEDAR16, HABERDAR16, PERDEDAR16, SAHİLDAR15, ZİMAMDAR15, HALELDAR14, TÜRBEDAR14, ALAKADAR10

7 Harfli Kelimeler

HAVADAR19, ÇUHADAR17, KAFADAR15, PAYİDAR15, ÜSKÜDAR14, ZİYADAR14, ALEMDAR10, KESEDAR10, KASADAR10, MANİDAR10, İKTİDAR9

6 Harfli Kelimeler

ÇAVDAR17, PİŞDAR15, DAPDAR14,

GADDAR14, DİZDAR13, DÜMDAR13, DİNDAR10, MURDAR10, MUNDAR10, MANDAR9, NAMDAR9, SERDAR9, KİNDAR8

5 Harfli Kelimeler

DAR10, BİDAR9, DİDAR9, MEDAR8, KADAR7, RADAR7

3 Harfli Kelimeler

DAR5

DAR

[sıfat]

  • İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı

    Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım. - Adalet Ağaoğlu

  • Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro

    Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu. - Suat Derviş

  • Az, elverişsiz, sınırlı

    Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz. - Asaf Halet Çelebi

  • Sıkıntılı

    Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar? - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Yetersiz

    Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[zarf]

  • Güçlükle, ucu ucuna, ancak

    En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dara boğmak
  • dara düşmek
  • dara gelmek
  • dara getirmek
  • darda bulunmak
  • darda kalmak
  • dar gelmek
  • dar kaçmak

Birleşik Kelimeler: dar açı, dar aralık, darboğaz, dar boğaz, dar darına, dar gelirli, dar görüşlü, dar hat, dar kafalı, dar paça, dar ünlü, dar vakit, dar zaman, dara dar, darı darına, gönlü dar, havsalası dar, içi dar, ufku dar, yüreği dar

[isim]

[eskimiş]

  • İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk

Birleşik Kelimeler: darağacı

[isim]

[eskimiş]

  • Yurt

[isim]

[eskimiş]

  • Ev

Birleşik Kelimeler: darıdünya, darülaceze, darülbedayi, darüleytam, darülfünun, darüşşifa

KADAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳadar)

[edat]

  • Ölçüsünde, derecesinde

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Büyüklüğünde, genişliğinde

    Bacak kadar çocuk.

    Avuç içi kadar yer.

  • Dek

    Saat ona kadar sokaklarda gezdi. - Peyami Safa

  • Gibi

    İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Denli

    Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Süre belirten bir söz

    Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. - Refik Halit Karay

[zarf]

  • Miktarda, derecede

    İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz

    Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. - Falih Rıfkı Atay

RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)

[isim]

  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
  • Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt

[mecaz]

  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner

KİNDAR (Kelime Kökeni: Farsça kīndār)

[sıfat]

  • Öç almak isteyen, kin tutan, kinci, kinli

    Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı. - Kerim Korcan

MEDAR (Kelime Kökeni: Arapça medār)

[isim]

[eskimiş]

[coğrafya]

  • Dönence, cezir karşıtı
  • Dayanak, yardımcı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • medar olmak

Birleşik Kelimeler: medarımaişet

İKTİDAR (Kelime Kökeni: Arapça iḳtidār)

[isim]

  • Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret

    Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi? - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği
  • Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi

    Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar. - Haldun Taner

  • Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iktidardan düşmek

MANDAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde küçük makara

NAMDAR (Kelime Kökeni: Farsça nāmdār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ünlü

SERDAR (Kelime Kökeni: Farsça serdār)

[isim]

[eskimiş]

  • Başkomutan

    Bu selvi ormanının içinde nice vezirler, serdarlar, kazaskerler metfundur. - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: kır serdarı

BİDAR (Kelime Kökeni: Farsça bīdār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Uyanık, uyumayan

DİDAR (Kelime Kökeni: Farsça dīdār)

[isim]

[eskimiş]

  • Yüz, çehre

ALAKADAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa + Farsça -dār)

[sıfat]

  • İlgili

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alakadar etmek
  • alakadar olmak

ALEMDAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿalem + Farsça -dār)

[isim]

  • Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse

[mecaz]

  • Önder

KESEDAR (Kelime Kökeni: Farsça kīsedār)

[isim]

[eskimiş]

  • Zengin kimselerin parasını yöneten ve gerekli harcamaları yapan kimse, vekilharç
  • Esnafın gelirlerini toplayan kimse

KASADAR (Kelime Kökeni: İtalyanca cassa + Farsça -dār)

[isim]

  • Ticari kuruluşlarda kasada oturarak para alıp veren kimse

    Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu. - Reşat Nuri Güntekin