DAMARGENİŞLETEN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

DAMARGENİŞLETEN harflerini içeren 4 harfli 213 kelime bulunuyor. 4 harfli DAMARGENİŞLETEN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GİŞE11, DANG10, GARD10, GEDA10, ADAŞ9, GRAM9, GAMA9, GEMİ9, İMGE9, AŞMA8, AGEL8, ERGİ8, EŞME8, EMİŞ8, GİNE8, GREN8, GRİL8, GANİ8, GALE8, GALA8, GALİ8, GETR8, GERİ8, GENE8, GELE8, İLGA8, LİGA8, MAAŞ8, MEŞE8, MARŞ8, MAŞA8, RİNG8, RİGA8, ŞAMA8, ŞEMA8, ARŞE7, AŞAR7, AŞİR7, ATAŞ7, ATEŞ7, ADAM7, ADEM7, DRAM7, DAMA7, DAİM7, DEME7, ERİŞ7, EŞİT7, EŞLİ7, EDİM7, İNŞA7, İŞTE7, İŞAR7, İDAM7, İAŞE7, LAŞE7, MİDE7, NAAŞ7, NEŞE7, NAŞİ7, RAŞE7, RAŞİ7, ŞİAR7, ŞİLE7, ŞİLT7, ŞİTA7, ŞERİ7, ŞAİR7, ŞALE7, ŞALİ7, ŞART7, ŞENİ7, ARDA6, ADİL6, ADLİ6, ADET6, DİNE6, DREN6, DATA6, DART6, DARA6, DANE6, DANA6, DAİR6, DERT6, DERİ6, DERE6, DENİ6, DELİ6, EDNA6, EDER6, EDAT6, ELDE6, İADE6, İDEA6, NİDA6, ARMA5, ANAM5, ANMA5, ATMA5, AMİR5, ALEM5, ALİM5, ALMA5, AMAL5, AMAN5, AMEL5, AMİL5, AMİN5, AMİT5, ERME5, ERİM5, ETME5, ENAM5, EMİR5, EMİN5, EMET5, EMEN5, EMEL5, EMAN5, ELİM5, ELMA5, ELEM5, İNME5, İNAM5, İMLA5, İMAR5, İTME5, İMAN5, İMAL5, İLME5, İLAM5, LİME5, LİMA5, LAMA5, LAME5, MİRA5, MİNE5, MİAT5, META5, MARN5, MANİ5, MANA5, MALİ5, MALA5, MAİN5, MAİL5, MALT5, MART5, MERT5, MERİ5, MERA5, MENİ5, MEAL5, MALE5, NEMA5, NAME5, RAMİ5, REMİ5, TAAM5, TEMA5, ANAL4, ANNE4, ATEL4, ALET4, ALAN4, AİLE4, ERTE4, ERİN4, ERİL4, EREN4, ERAT4, ETEN4, ETER4, ETİL4, ETLİ4, ENLİ4, ELTİ4, ELAN4, ENİR4, ELİT4, İRAT4, İNAT4, İNAN4, İNAL4, İARE4, İANE4, İLAN4, LİRA4, LAİN4, LATA4, LİET4, NERE4, NİNE4, NİTE4, NENE4, NAAT4, NAİL4, NALE4, NANE4, NARA4, RİNA4, RİNT4, RANT4, RATE4, REEL4, TİRE4, TREN4, TANE4, TALİ4, TELA4, TEİN4, TERE4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ANNE

[isim]

  • Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba
  • Yavrusu olan dişi hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anne olmak

Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne

ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)

[isim]

  • Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek

ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)

[isim]

  • Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
  • Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç

[teknik]

  • Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri

[mecaz]

  • Maşa

    Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alet etmek
  • alet işler, el övünür
  • alet olmak

Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

ERİN

[sıfat]

  • Ergen

ERİL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker

EREN

[isim]

[din bilgisi]

  • Ermiş

    Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi. - Ömer Seyfettin

  • Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erenlerin sağı solu (belli) olmaz

Birleşik Kelimeler: alperen

ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)

[isim]

[askerlik]

  • Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
  • Erler

ETEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Etene
  • Yemişlerin yenilen bölümü

ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)

[isim]

[kimya]

  • Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
  • Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
  • Bir tür organik yağ çözücü

ETİL (Kelime Kökeni: Fransızca éthyle)

[isim]

[kimya]

  • Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu

    Etil klorür.

Birleşik Kelimeler: etil alkol

ETLİ

[sıfat]

  • İçinde et bulunan
  • Eti çok olan

    Etli koyun.

  • Dolgun, kalın

    Aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yenecek kısmı çok olan (meyve)

    Etli, lezzetli bir zeytin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etliye sütlüye karışmamak

Birleşik Kelimeler: etli bitki, etli butlu, etli canlı, etli ekmek, etli meyve, etli pide

ENLİ

[sıfat]

  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk