CIVATA ile Oluşan Kelimeler (CIVATA Kelime Türetme)
CIVATA harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. CIVATA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Cıvata kelimesinin anlamı nedir? Cıvata ile başlayan kelimeler. İçinde cıvata olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
CIVATA16
5 Harfli Kelimeler
TAVCI15
4 Harfli Kelimeler
AVCI14, CIVA14, TAVA10, VAAT10
3 Harfli Kelimeler
TAV9, VAT9, ACI7, ATA3
2 Harfli Kelimeler
AV8, AT2, TA2
AT
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
- Astatin elementinin simgesi
TA (Kelime Kökeni: Farsça tā)
-
Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ta kendisi
- ta ki
- Tantal elementinin simgesi
ATA
- Baba
-
Dedelerden ve büyükbabalardan her biri
Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan
- Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- atadan babadan görmek
- ata dostu oğla mirastır
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz
Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü
ACI
-
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
Acıyı sever.
-
Tadı bu nitelikte olan
Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra
-
Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap
Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa
-
Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç
- Çarpıcı, göz alıcı (renk)
-
Keskin, şiddetli
Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal
- Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü
Ata Sözleri ve Deyimler
- acı (veya acılar) görmek
- acı acıyı keser, su sancıyı
- acı çekmek (veya duymak)
- acı gelmek
- acı patlıcanı kırağı çalmaz
- acısı çıkmak
- acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
- acısına dayanamamak
- acısını almak
- acısını almak
- acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
- acısını çekmek
- acısını çıkarmak
- acısını görmek
- acısı ortaya çıkmak
- acı söylemek
- acı vermek
Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı
AV
-
Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr
Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
- Bu yollarla yakalanan hayvan
- Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- ava çıkmak
- ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
- ava giden avlanır
- av avlanmış, tav tavlanmış
- av avlayanın, kemer bağlayanın
- av vuranın değil, alanın
Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı
TAV (Kelime Kökeni: Farsça tāv)
- İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu
- Hayvanlarda besili olma durumu
- En uygun durum ve zaman
- Hazır olma
Ata Sözleri ve Deyimler
- tava gelmek
- tava getirmek
- tavı kaçmak (veya geçmek)
- tavına getirmek
- tavını bulmak
- tav olmak
- tav vermek
Birleşik Kelimeler: tavhane, alatav
VAT (Kelime Kökeni: İngilizce watt)
- Saniyede bir jullük iş yapan bir motorun güç birimi
Birleşik Kelimeler: vatsaat
TAVA (Kelime Kökeni: Farsça tāve)
- Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
-
Bu kapta pişmiş yemek
Balık tavası. Ciğer tavası.
-
Maden eritilen saplı pota
Kurşun tavası.
- Kireç karıştırılan tekne
- Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm
- Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık
- Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü
Birleşik Kelimeler: tava böreği, tava ekmeği, elbasan tavası
VAAT (Kelime Kökeni: Arapça vaʿd)
-
Bir işi yerine getirmek için verilen söz
Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi? - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- vaadinde durmak
- vaadini tutmak
- vaatte bulunmak
Birleşik Kelimeler: vadetmek, vadolunmak, akit vaadi
AVCI
-
Avı kendine iş edinen kimse
Avcılar evsinler yapmışlardı ağaçlıkların arasında. - Ayla Kutlu
-
Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)
Avcı kuş. Avcı kedi.
-
Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse
Yıldız avcısı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- avcı ne kadar hile bilse ayı o kadar yol bilir
Birleşik Kelimeler: avcı çantası, avcı eri, avcı hattı, avcı kuş, avcı otu, avcı uçağı, gönül avcısı, kadın avcısı, sünger avcısı
- Gökyüzünün güneyinde bulunan bir takımyıldız, Cebbar, Orion
CIVA (Kelime Kökeni: Farsça cīve)
-
Atom numarası 80, atom ağırlığı 200,5, yoğunluğu 13,59 olan, donma noktası -38,8 °C olduğundan, normal sıcaklıkta sıvı olarak bulunan, gümüş renginde bir element (simgesi Hg)
Kapıların birinden köpek havlamaları duyuluyor, diğerinden ise cıva kokan bir duman sızıyordu. - İhsan Oktay Anar
Ata Sözleri ve Deyimler
- cıva gibi
Birleşik Kelimeler: havacıva, hava cıva
TAVCI
- Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kimse
- Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın veya mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kimse
CIVATA (Kelime Kökeni: İtalyanca chiavarda)
- Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya demir parçalarının üzerinde hazırlanmış olan deliklerden geçirilerek ucuna somun takılıp sıkıştırılan iri başlı vida