CIMBIZCILIK ile Oluşan Kelimeler (CIMBIZCILIK Kelime Türetme)

CIMBIZCILIK harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. CIMBIZCILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Cımbızcılık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

CIMBIZCILIK27

8 Harfli Kelimeler

CIMBIZCI23

6 Harfli Kelimeler

CIMBIZ17

5 Harfli Kelimeler

CIZIK13, CILIZ13, CICIK13, BICIL12, CIBIL12, KIMIZ11, KIZIL10, KIMIL8

4 Harfli Kelimeler

BICI11, CILK8, ILIM7, ILIK6

3 Harfli Kelimeler

CIZ10, KIZ7, CIK7, KIL4

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

ILIK

[sıfat]

  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi

ILIM

[isim]

  • İstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, itidal

[gök bilimi]

  • Gün tün eşitliği

Birleşik Kelimeler: ılım ılım

KIZ

[isim]

  • Dişi çocuk

    Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı

  • Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı

    Karo kızı.

[ünlem]

  • Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kız almak
  • kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
  • kız gibi
  • kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
  • kızı kısrağı
  • kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
  • kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
  • kız istemek
  • kız kaçırmak
  • kız vermek

Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı

CIK

[ünlem]

[halk ağzında]

  • "Yok, olmaz" anlamında kullanılan bir söz

KIMIL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)

Birleşik Kelimeler: kımıl kımıl

CILK

[sıfat]

  • Bozularak kokmuş (yumurta)
  • Cıvık
  • İrinlenmiş

    Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi. - Sait Faik Abasıyanık

[halk ağzında]

  • Sözünün eri olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cılk çıkmak
  • cılk etmek
  • cılkı çıkmak

KIZIL

[isim]

  • Parlak kırmızı renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta - Ahmet Haşim

[sıfat]

[mecaz]

  • Aşırı derecede olan

    Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Komünist

[tıp]

  • Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık

[halk ağzında]

  • Altın

Birleşik Kelimeler: kızılağaç, Kızılbaş, kızılboya, kızılçam, Kızılderili, Kızılelma, kızılgeyik, kızıl ısı, kızıl iblis, kızılkanat, kızılkantaron, kızıl kıyamet, kızılkök, kızılkurt, kızılkuyruk, kızılötesi, kızılsöğüt, kızıl su yosunları, kızılşap, kızılyaprak, kızılyara, kızıl yel, kızılyörük, kankızıl

CIZ

[isim]

  • Çocuk dilinde ateş
  • Kızgın yağın içine bir şey atıldığında çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cız etmek

Birleşik Kelimeler: cız sineği

KIMIZ

[isim]

  • Kısrak sütünün mayalanmasıyla yapılan, az alkollü, ekşi bir Türk içkisi

    Ey, sevincinden bir büyük geleceği / Muştulayan içki, bin yılın kımızı - Ahmet Muhip Dranas

BICIL

[isim]

[halk ağzında]

  • Aşık kemiğinin altında bulunan küçük bir kemik
  • Bu kemikle oynanan bir oyun

CIBIL

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Çıplak
  • Yoksul, parasız, geçim darlığı çeken

CIZIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çizgi
  • İz

CILIZ

[sıfat]

  • Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif

    Hanın sahibi cılız bir adamdı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Güçsüz, sönük (ışık)

    Ambarda, tavana tutturulmuş cılız ışıklar, arada sönecekmiş gibi pırpırlanıyordu. - Burhan Günel

  • İnce

    Bir zamanlar asma köprünün bulunduğu yerde şimdi cılız bir halat vardı. - Ayşe Kulin

  • Basit, değersiz, önemsiz

    Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu. - Burhan Felek

[zarf]

  • Güçsüz bir biçimde

    Üçüncü kez aynı cümleyi söylüyordu ama şimdi çok daha cılız çıkmıştı sesi. - Elif Şafak

CICIK

[isim]

  • Süs
  • Derisi soyulmuş et
  • İç organlar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cıcığı çıkmak
  • cıcığını çıkartmak

Birleşik Kelimeler: ıcığı cıcığı