CUMBULDATMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
CUMBULDATMAK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli CUMBULDATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BUDAMA12,
MUTLAK (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳ)
-
Salt
Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar
- Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
-
Kesinlikle
Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır. - Cemil Meriç
Birleşik Kelimeler: mutlak değer, mutlak mera, mutlak nem, mutlak sıcaklık, mutlak sıfır
MAKTUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳtūl)
- Öldürülmüş, öldürülen
Ata Sözleri ve Deyimler
- maktul düşmek (veya olmak)
ULAMAK
- Eklemek, katmak, ilave etmek
ABLUKA (Kelime Kökeni: İtalyanca abloco)
- Kuşatma
Ata Sözleri ve Deyimler
- abluka altında tutmak
- abluka etmek (veya ablukaya almak)
- ablukayı kaldırmak
- ablukayı yarmak
BULTAK
- Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu
BATMAK
-
Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek
Sonra hani bir gemimiz batmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Dünya'nın dönüşü dolayısıyla Güneş, Ay ve yıldız ufkun altına inmek
Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. - Ömer Seyfettin
- İflas etmek
-
Kirlenmek
Üstüm başım battı.
-
Saplanmak
Ayağına yolda diken batmıştı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek
Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.
-
Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak
Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor. - Attila İlhan
- Yok olmak
-
Çökmek
İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti. - Sait Faik Abasıyanık
- Daha kötü bir duruma uğramak
-
Yıkılmak, egemenliği sona ermek
Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Dokunmak, incitmek
Onun her sözü bana batar.
Ata Sözleri ve Deyimler
- batan geminin malları bunlar
- battı balık yan gider
Birleşik Kelimeler: bata çıka, batçık, battıçıktı, gün batımı
DALMAK
-
Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek
O çirkin, kaba kunduralarla sıcak günde serin denize dalmışım gibi rahatladım. - Ayla Kutlu
-
Bir yerin içine girmek
Hızla içeri dalıp mumun başında duran adama doğru iki adım attı. - Elif Şafak
-
Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek
Çocuk ateşi çıkınca daldı.
-
Uyumak
O serinlik içinde Tevfik dalmış. Uyandığı vakit güneş çoktan doğmuştu. - Memduh Şevket Esendal
- Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak
- Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- dala çıka
- dalıp çıkmak
- dalıp gitmek
MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)
- Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
- Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe
UTULMA
- Utulmak işi
ULUTMA
- Ulutmak işi
ULUMAK
-
Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak
Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak
Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu. - Halide Edip Adıvar
BULMAK
-
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar
- Bir şeyi elde etmek
-
Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek
Paramı buldum.
-
Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
-
İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin
-
Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay
-
Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal
-
Seçmek
Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar
-
Sağlamak, temin etmek
Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık
-
Cezaya uğramak
Eden bulur.
-
Hatırlamak
Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
- buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
- buldum bilemedim, bildim bulamadım
- bulup buluşturmak
Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak
BULAMA
- Bulamak işi
-
Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmez
Atlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat vardı. - Ömer Seyfettin
DUTLUK
- Dut ağaçlarının çok olduğu yer, dut bahçesi
MUMLUK
- Şamdan
-
Herhangi bir sayıda mumu olan
Üç mumluk şamdan.
-
Herhangi bir mum gücünde olan
Yüz mumluk ampul.