COŞTURABİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
COŞTURABİLMEK harflerini içeren 7 harfli 28 kelime bulunuyor. 7 harfli COŞTURABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KABLOCU14,
TELKÂRİ
- Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş
- Gümüş veya altını ince teller durumuna getirip örerek yapılan (takı vb.)
-
Gümüş veya altın tellerden yapılmış motiflerle süslü
Telkâri bir vazo.
METALİK (Kelime Kökeni: Fransızca métallique)
- Madeni
-
Metal gibi parlak olan (renk)
Sigarasını koltuğun kenarına koyduğu metalik kül tablasına ezercesine basıyor. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: metalik boya, metalik renk
MERTLİK
-
Yiğitlik
Umudu olmadığı için, mertlik bende kalsın diye öyle görünürdü. - Haldun Taner
Birleşik Kelimeler: civanmertlik
AKORTLU
- Akordu olan, akort edilmiş
BAKTERİ (Kelime Kökeni: Fransızca bactérie)
- Toprakta, suda, canlılarda bulunan, çürüme, mayalanma veya hastalıklara yol açan, küresel, silindirimsi, kıvrık biçimli olan, bölünerek çoğalan, klorofilsiz, tek hücreli canlı
Birleşik Kelimeler: bakterikıran, bakteri plağı
KALİBRE (Kelime Kökeni: Fransızca calibre)
- Mermilerde, ateşli silahlarda çap
- Kişinin çapı
ATEŞLİK
- Ateş yakılan veya konulan yer
AEROBİK (Kelime Kökeni: İngilizce aerobic)
- Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için tempolu müzik eşliğinde yapılan bir jimnastik türü
Birleşik Kelimeler: aerobik solunum
BURTLAK
- Taşlık, çalılık yer
OTURMAK
-
Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
Bakın, hikâye zordur, acımasız ve hoşgörüsüzdür. Oturursunuz ve başından kalkamazsınız. - Tarık Dursun K.
-
Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
Ütüsüz ve beli oturmamış pantolonunu çekti. - Tarık Buğra
-
Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
Aynı semtte oturdukları için komşu da sayılırlar. - Burhan Felek
-
Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak
Böyle oturacağınıza çalışsanız olmaz mı?
-
Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek
Temelin bu tarafı on santim oturmuş.
-
Biriyle beraber yaşamak
O günden beri enişte beyle oturuyorum. - Sermet Muhtar Alus
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
-
Yer almak, geçmek
Valilik makamına oturdu.
-
Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek
Gelenekler gün geçtikçe iyice oturdu.
-
Belli bir yörüngede dönmeye başlamak
Uydu yörüngeye oturdu.
- Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak
-
Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak
Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- oturup kalkmak
KOCAELİ
- Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
KUŞETLİ
-
Kuşeti olan
Kuşetli vagon.
MUKABİL (Kelime Kökeni: Arapça muḳābil)
-
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş. - Atatürk
- Bir şeyin karşısında bulunan
-
Karşılıklı
Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Karşılık olarak
Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Rağmen
Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm. - Asaf Halet Çelebi
ŞEMATİK (Kelime Kökeni: Fransızca schématique)
- Şema biçiminde olan
TAMBURİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭanbūrī)
-
Tambur çalan kimse
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta / Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta - Yahya Kemal Beyatlı