CİNSİYET Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

CİNSİYET harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli CİNSİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SECİ8, CİNS8, İNCİ7, İNCE7, NİCE7, NECİ7, YEİS7, NİYE6, YENİ6, YETİ6, YİNE6, ESİN5, NESİ5, SİNE5, SİNİ5, SİTE5, STEN5, SENT5, İNTİ4, NİTE4, TEİN4

İNTİ (Kelime Kökeni: (Kızılderili dillerinden))

[isim]

[eskimiş]

  • Peru para birimi

NİTE

[zarf]

[eskimiş]

  • Nasıl, niçin

TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)

[isim]

  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

ESİN

[isim]

  • Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham

    Bir roman, bir müzik parçası için esin kaynağı olabilir. - Adalet Ağaoğlu

[halk ağzında]

  • Sabah yeli

NESİ

[zamir]

  • Akrabası mı, yakını mı?

    Ali, Ahmet'in nesidir?

  • Hangi yönü, hangi tarafı?

    Bunun nesi iyi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesi var
  • nesi var nesi yok

SİNE (Kelime Kökeni: Farsça sīne)

[isim]

  • Göğüs

[mecaz]

  • Gönül, yürek

    Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar - Karacaoğlan

[mecaz]

  • Bağır, iç

    Hangi semtin eczanesi bu kadar değerli insanı sinesinde toplayabilmiştir? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sineye çekmek

Birleşik Kelimeler: sineyimillet

SİNİ (Kelime Kökeni: Farsça sīnī)

[isim]

  • Üzerinde yemek de yenilebilen, yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi

    Sininin üstünde, çepeçevre tahta kaşıklar ve yerde sini etrafında birer küçük minder dizilmişti. - Ahmet Haşim

SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)

[isim]

  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi

[eskimiş]

  • Şehir
  • Kentlerde, belirli bir merkezden yönetilen, genellikle güvenliği sağlanmış toplu yerleşim merkezi

[tarih]

  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet

[bilişim]

  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi

STEN (Kelime Kökeni: İngilizce Sten)

[isim]

[askerlik]

  • Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek

[isim]

[fizik]

  • Bir tonluk bir kütleye bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi

SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)

[isim]

  • Doların yüzde biri değerinde para birimi

NİYE

[zarf]

  • Niçin, neden

    Böyle hiddetlenecektin, niye razı oldun? - Ahmet Kabaklı

YENİ

[sıfat]

  • Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı

    Yeni giysi. Yeni ayakkabı.

  • Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan

    Yeni haber. Yeni moda.

  • En son edinilen

    Yeni eve taşındık.

  • İşe henüz başlamış

    Yeni öğrenci. Yeni asker.

  • O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan

    Yeni bir buluş. Yeni bir düşünce.

  • Tanınmayan, bilinmeyen

    Yeni imzalara rastlıyoruz.

  • Daha öncekilerden farklı olan

    Yeni ihtiyaçlarımız var.

  • Eskisinin yerine gelen

    Yeni vali çok çalışkanmış.

[zarf]

  • Biraz önce, çok zaman geçmeden

    Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: yeni ay, yenibahar, yeni baştan, Yeni Çağ, yeniçeri, yeni dalga, yenidoğan, yenidünya, Yeni Dünya, yeni Eflatuncu, yeni eleştirici, yeni gerçekçi, yeni gümüş, yeni izlenimci, yeni sene, yeni Türk harfleri, yeni yazı, yeni yeni, yeni yetme, yeni yıl

YETİ

[isim]

[felsefe]

  • İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, kuvve, meleke

    Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz. - Azra Erhat

[ruh bilimi]

  • Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke

YİNE

[zarf]

  • Yeniden, bir daha, tekrar, gene

    Yine beni unuttu, ağaçlıklar arasına yürüdü. - Ahmet Kabaklı

  • Öyle de olsa, öyle olmasına karşılık
  • Buna rağmen, bununla birlikte

    Kocası için saçını süpürge etti yine de yaranamadı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

İNCİ

[isim]

  • İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi

[sıfat]

  • Bu tanelerden yapılmış
  • Bu tanelerden oluşan takı

    Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu. - Necati Cumalı

[teklifsiz konuşmada]

  • Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inci (veya inciler) döktürmek
  • inci gibi

Birleşik Kelimeler: inci balığı, inci çiçeği, inci taşı