CİMRİLEŞMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

CİMRİLEŞMEK harflerini içeren 7 harfli 25 kelime bulunuyor. 7 harfli CİMRİLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İŞLEMCİ14, MEŞECİK14, KLİŞECİ13, ŞEKİLCİ13, ŞEKERCİ13, EMİŞMEK12, MEMECİK12, ERİŞMEK11, EŞİLMEK11, EMİRCİK11, İŞLEMEK11, İLİŞMEK11, KEMİRİŞ11, MEŞELİK11, REMİLCİ11, ŞEKERİM11, KİLERCİ10, ŞEKERLİ10, EMİLMEK9, İMLEMEK9, KEMİRME9, EMİRLİK8, İRKİLME8, İKİLEME8, KEMERLİ8

EMÎRLİK

[isim]

  • Beylik

İRKİLME

[isim]

  • İrkilmek işi

    Bu kelime, birdenbire insana şöyle bir irkilme verir. - Necip Fazıl Kısakürek

İKİLEME

[isim]

  • İkilemek işi

[dil bilgisi]

  • Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılması: Yavaş yavaş, irili ufaklı, aşağı yukarı gibi

KEMERLİ

[sıfat]

  • Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

  • Kemer biçiminde olan

    Orhan'ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Kavisli olan

    Kemerli burun.

EMİLMEK

[nesnesiz]

  • Emme işine konu olmak

İMLEMEK

[-i]

  • İm koymak, imle göstermek
  • Dolayısıyla anlatmak, ima etmek

    Bu tür kısaltmalar, adları geçenlerin, yakından tanıdığımız kişiler olduğunu imler. - Tomris Uyar

KEMİRME

[isim]

  • Kemirmek işi

    Toprak suyu, susuzluk bizleri kemirmede / Gitgide engin deniz bir çanağa girmede - Faruk Nafiz Çamlıbel

KİLERCİ

[isim]

[eskimiş]

  • Saraylarda, büyük konaklarda kiler işlerini yöneten kimse

ŞEKERLİ

[sıfat]

  • İçinde şeker bulunan
  • Lezzetli, tatlı

    Elmalar ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: şekerli kahve, orta şekerli

ERİŞMEK

[-e]

  • Varılması zamana, emeğe bağlı olan veya uzakta bulunan bir amaca varmak, ulaşmak

    Genç yaşında üne erişmiş, yönettiği oyunlar afişlerden inmemiş. - Necati Cumalı

  • Bir yere ulaşmak, varmak

    Boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Bitkiler veya bunların ürünleri olgunlaşmak

    Yemişler bu yıl çabuk erişti.

[nesnesiz]

  • Zaman gelip çatmak

    Vakit erişti. Bahar erişti.

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

EMİRCİK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yalıçapkını

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler

İLİŞMEK

[-e]

  • Bir şeye hafifçe dokunmak, takılmak

    Elim çiçeklere ilişti, vazo devrildi.

  • Elini sürmek, dokunmak

    Bir sancılı yerine dokunmuşum gibi ızdırapla 'bırak, ilişme' diye inledi. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak

    Sonra gene usulca hastanın karyolasına yandan ilişerek oturdu. - Necati Cumalı

  • Karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek

    Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Değinmek, sözünü etmek

    O konuya hiç ilişmedik.

[halk ağzında]

  • Şaka etmek

KEMİRİŞ

[isim]

  • Kemirme işi