CİMBAKUKA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
CİMBAKUKA harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli CİMBAKUKA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BUCA10,
AKAK
- Yatak
- Irmak, dere, çay, küçük akarsu
- Suyun ivinti yeri
- Eğimi, inişi fazla olan yer
AKİK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīḳ)
- Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
KAKA
- Çocuk dilinde dışkı
- Çocuk dilinde kötü, çirkin
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaka yapmak
AKİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīm)
- Kısır, verimsiz, döl veremeyen
- Sonuçsuz, başarısız
Ata Sözleri ve Deyimler
- akim kalmak
AKMA
- Akmak işi
- Reçine, çam sakızı, akındırık
Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı
KUKA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Dantel veya nakış ipliği yumağı
- Taş, konserve kutusuna benzer nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu
- Tespih, sigara ağızlığı vb.nin yapımında kullanılan, siyah veya sütlü kahve renginde Hindistan cevizi kökü
-
Bu kökten yapılan
Pek kıymetli olan ve hemen daima ellediği siyah kuka bir tespihle dolaşırdı. - Abdülhak Şinasi Hisar
KAMA
-
Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak
Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık
- Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
- Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı
-
Topun gerisini kapayan kapak
Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz
- Oyunda kazanılan her parti
- Oyunda sayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kama basmak
KAİM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾim)
- Başka bir şeyin yerine geçen
- Ayakta duran, var olan
- Her zaman var olan (Tanrı)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaim olmak
MİKA (Kelime Kökeni: Fransızca mica)
- Püskürük ve başkalaşmış kayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen, ateşe dayanıklı parlak bir mineral, evren pulu
- Bu mineralden yapılan
MAKİ (Kelime Kökeni: Fransızca maquis)
- Akdeniz dolaylarında yaygın olan, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü
- Makigillerden, Madagaskar Adası'nda sık rastlanan, uzun kuyruklu, yumuşak tüylü bir tür maymun (Lemur)
BAKİ (Kelime Kökeni: Arapça bāḳī)
-
Sürekli
Dünyada zaten ne bakiydi? - Ömer Seyfettin
- Bir şeyden artan (miktar)
-
Öteki
Kale kapısından yalnız birini açık bırakarak bakilerini örmeye başlamışlardı. - Orhan Seyfi Orhon
Ata Sözleri ve Deyimler
- baki kalmak
KABA
-
Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin
-
Taneleri iri
Kaba çakıl.
-
Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar. - Refik Halit Karay
-
Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
-
Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabasını almak
Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel
KUMA
-
Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak
Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı. - Refik Erduran
Ata Sözleri ve Deyimler
- kuma olmak
KAMU
- Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
-
Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş. - Haldun Taner
-
Hep, bütün
Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize - Yunus Emre
Birleşik Kelimeler: kamu davası, kamu denetçisi, kamu diplomasisi, kamu düzeni, kamu eczacısı, kamu görevlisi, kamu güvenliği, kamu hizmeti, kamu hukuku, kamu idaresi, kamu kesimi, kamu kurumu, kamuoyu, kamu personeli, kamu sağlığı, kamu sektörü, kamu tanrıcı, kamu yararı, kamu yönetimi
ABUK
- Saçma (söz, kişi, davranış)