CİHARISE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

CİHARISE harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli CİHARISE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HACI12, CERH11, HIRS10, AHIR9, HARS9, SAHİ9, AHİR8, HARE8, REHA8, SECİ8, ECİR7, İRCA7, İCRA7, İCAR7, RİCA7, RACİ7, CARİ7, ASIR6, SARI6, SIRA6, ASRİ5, ESİR5, REİS5, SARİ5, SAİR5, SERİ5, SERA5, İARE4

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çağdaş

ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)

[isim]

  • Tutsak

    Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar

  • Köle

[mecaz]

  • Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse

    Onun güzelliğinin esiri oldular.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esir almak
  • esir düşmek
  • esir etmek
  • esir olmak
  • esir yatmak

Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı

[isim]

[fizik]

  • Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
  • Hava

REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)

[isim]

  • Başkan
  • Lider

    Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar

[denizcilik]

  • Küçük tekne kaptanı

    Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi

SARİ (Kelime Kökeni: Hintçe)

[isim]

  • Hint kadınlarına özgü giysi
  • Bu giysinin yapıldığı kumaş

    Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar... - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

[eskimiş]

  • Başkasına geçen, geçici
  • Bulaşıcı, bulaşık (hastalık)

SAİR (Kelime Kökeni: Arapça sāʾir)

[sıfat]

  • Başka, öteki, diğer

    Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var! - Memduh Şevket Esendal

SERİ (Kelime Kökeni: Fransızca série)

[isim]

  • Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi

    Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: seri imalat, seri katil, seri üretim

[sıfat]

  • Hızlı

    Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf]

  • Hızlı bir biçimde

    Seri konuşuyor.

SERA (Kelime Kökeni: İtalyanca serra)

[isim]

  • Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, limonluk, ser (II)

ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)

[isim]

  • Yüzyıl

    Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Çağ

Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı

SARI

[isim]

  • Yeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Ortalık sarı bir toz bulutu içinde. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Soluk, solgun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarı çizmeli Mehmet Ağa

Birleşik Kelimeler: sarıağı, sarıağız, sarıasma, sarıbalık, sarı benek, sarı bez, sarıçalı, sarıçam, Sarıçam, sarı çıyan, sarıçiçek, sarıçiğdem, sarıdiken, sarıerik, sarıfiğ, sarıgöz, sarıhalile, sarıhani, sarıhumma, sarı ırk, sarıkanat, sarı kart, sarıkız, sarıkuyruk, sarı lira, sarı nokta, sarıpapatya, sarısabır, sarısalkım, sarı sendika, sarı sıcak, sarı yağ, sarı yağız, sarıyonca, sarızambak, açık sarı, kara sarı, kirli sarı, koyu sarı, altın sarısı, atasarısı, civciv sarısı, Hint sarısı, limon sarısı, saman sarısı, yumurta sarısı

SIRA

[isim]

  • Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi

    Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bu biçimdeki topluluğun durumu

    Sırayı bozmayın.

  • Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu

    Boy sırası. Yaş sırası.

  • Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman

    Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı. - İhsan Oktay Anar

  • Nöbet

    Dalış sırası gene gelinceye dek o koca süngerden başka bir konudan söz etmedi. - Halikarnas Balıkçısı

  • Tahtadan oturak

    Oturacak yerler tahta sıralardan olur. - Salâh Birsel

  • Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya
  • Düzen

    Sıraya girmek. Sıraya dizilmek.

  • Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve `ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde` anlamlarında kullanılan bir söz

    Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıra (veya sırasını) savmak
  • sıra olmak
  • sırası düşmek
  • sırası gelmek
  • sırası gelmişken
  • sırasına getirmek
  • sırasına göre
  • sırasını kaybetmek
  • sıraya dizmek
  • sıraya koymak

Birleşik Kelimeler: sıradağ, sıra dayağı, sıra dışı, sıra gecesi, sıra işi, sıra makinesi, sıra malı, sıra saygı, sıra sayı sıfatı, aklı sıra, ara sıra, ardı sıra, arkası sıra, bir sıra, keyfi sıra, önü sıra, peşi sıra, sırtı sıra, yanı sıra, o sırada, abece sırası, alfabe sırası, aşama sırası, söz sırası, tam sırası

ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)

[isim]

[eskimiş]

  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ücret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek

İRCA (Kelime Kökeni: Arapça ircāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski biçimine sokma, çevirme
  • Döndürme

[kimya]

[matematik]

  • İndirgeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irca etmek

İCRA (Kelime Kökeni: Arapça icrāʾ)

[isim]

[müzik]

  • Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme

[hukuk]

  • Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme

    İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır. - Burhan Felek

[hukuk]

  • Adliyenin bu işle görevli dairesi

[eskimiş]

  • Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icra etmek
  • icraya vermek

Birleşik Kelimeler: icra kuvveti, icra vekili, tehiriicra

İCAR (Kelime Kökeni: Arapça īcār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icara vermek