CERAHATLENMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

CERAHATLENMEK harflerini içeren 5 harfli 179 kelime bulunuyor. 5 harfli CERAHATLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHCAR12, HACET12, CEHRE12, CENAH12, AHMAK10, AHKAM10, EHRAM10, HELME10, HEMEN10, HAMAK10, HAMAL10, HAMEL10, HAMLA10, HAMLE10, HAKEM10, HARAM10, HAREM10, KEMAH10, KEMHA10, MAHAL10, MAHRA10, MEHLE10, MEHEL10, MATAH10, TAMAH10, AHRET9, AHLAT9, AHLAK9, AHENK9, ELHAK9, EMCEK9, ENCAM9, HERKE9, HELAK9, HELEN9, HELKE9, HEREK9, HALEN9, HALET9, HALKA9, HANAK9, HANEK9, HALAT9, HAKAN9, HARTA9, KARHA9, KAHTA9, KEHLE9, MANCA9, MALCA9, MACAR9, MELCE9, MECRA9, MECAL9, NAHAK9, RAHNE9, RAHLE9, RAHAT9, TAHRA9, TENHA9, CEMRE9, CEMAN9, CEMAL9, ANCAK8, ACELE8, KANCA8, NACAK8, NECAT8, CARTA8, CEREN8, CEKET8, ARTMA6, ANMAK6, ANLAM6, ATMAK6, ALMAN6, ALMAK6, AMELE6, AKMAN6, ALARM6, ERMEK6, ETMEK6, ETMEN6, EKLEM6, ELEME6, ENLEM6, ENEME6, ELMEK6, EMARE6, EMLAK6, KREMA6, KAMET6, KANMA6, KAMER6, KATMA6, KARMA6, KAMAN6, KALEM6, KALMA6, KEREM6, KEMAL6, KEMAN6, KEMER6, KEMRE6, KELAM6, KELEM6, METAN6, METAL6, METRE6, MANAT6, MALEN6, MARKE6, MARKA6, MARAL6, MALAK6, MAKTA6, MAKET6, MAKAT6, MELEK6, MEKAN6, MERET6, MEREK6, MERAK6, MATLA6, RAMAK6, RAKAM6, REMEL6, TAKMA6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TEKME6, ARENA5, ANLAK5, ANKET5, ANELE5, ANTRE5, ALKAN5, AKLEN5, AKLAN5, AKTAR5, AKRAN5, ERKAN5, ERKEN5, ETENE5, ETKEN5, EKLER5, EKRAN5, ENTEL5, KARAT5, KANAL5, KANAT5, KARNE5, KATAR5, KATRE5, KALAN5, KERTE5, KETAL5, KETEN5, KENAR5, KENET5, KELER5, LANET5, NELER5, NEKRE5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TARAK5, TARLA5, TALAN5, TALAK5, TAKLA5, TELEK5, TEREK5, TEKNE5, TEKER5, TEKEL5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ANLAK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Zekâ

ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)

[isim]

  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak

ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ALKAN (Kelime Kökeni: Fransızca alcane)

[isim]

[kimya]

  • Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

AKLAN

[isim]

[coğrafya]

  • Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile

    Karadeniz aklanı.

  • Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)

[isim]

  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  • İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)

[isim]

  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı

ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)

[isim]

  • Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler

    Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay

  • Yol, yöntem

    Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı. - Ömer Seyfettin

[askerlik]

  • General veya amiral aşamasındaki askerler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkân göstermek

Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp

ERKEN

[zarf]

  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

  • Sabahın ilk saatlerinde

    Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı

ETENE

[isim]

[anatomi]

  • Döl eşi

[bitki bilimi]

  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETKEN

[isim]

  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]

  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir

[dil bilgisi]

  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)

[isim]

  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü