Ce ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler
CE harfleri ile başlayan 5 harfli 41 kelime bulunuyor. Başında CE olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "ce ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ce olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
CEVVİ20,
CEREN (Kelime Kökeni: Moğolca)
-
Ceylan
Dedim akça ceren çölde ne gezer. - Karacaoğlan
CELAL (Kelime Kökeni: Arapça celāl)
- Büyüklük, ululuk
-
Öfke, kızgınlık
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? - Mehmet Akif Ersoy
CEKET (Kelime Kökeni: Fransızca jaquette)
-
Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceketini alıp çıkmak (veya gitmek)
CESET (Kelime Kökeni: Arapça cesed)
-
Ölü beden, naaş
Gece sabaha karşı, balıkçılar denizde bir ceset bulmuşlardı. - Attila İlhan
CEMRE (Kelime Kökeni: Arapça cemre)
- Şubat ayında birer hafta arayla havada, suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
Ata Sözleri ve Deyimler
- cemre düşmek
CEM (Kelime Kökeni: Arapça cemʿ)
-
Toplama, bir araya getirme
Haymana'da ayrıca kuvvet cemine teşebbüs ettiler. - Atatürk
- Çokluk
- Toplama
Birleşik Kelimeler: cem ayini, cemetmek, cemevi, ayinicem
CEMAN (Kelime Kökeni: Arapça cemʿan)
- Toplam olarak, hepsini içine alarak
Birleşik Kelimeler: ceman yekûn
CEMAL (Kelime Kökeni: Arapça cemāl)
-
Yüz güzelliği
Sadakatinden dinî bir zevk duyuyor, cemaline tutkun kalmaktan temiz neşeler topluyordu. - Refik Halit Karay
CELSE (Kelime Kökeni: Arapça celse)
-
Oturum
Bir ay sonraki celsede de yeni savcının evvelkine katılması üzerine ittifakla beraat kararı. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- celseyi açmak
- celseyi tatil etmek
Birleşik Kelimeler: açık celse, gizli celse, hafi celse
CEDEL (Kelime Kökeni: Arapça cedel)
- Tartışma, çekişme, münakaşa etme
CEBEL
- Sahipsiz, boş toprak
- Ekilmemiş tarla, ekime elverişli olmayan yer
- Dağ
CEDRE (Kelime Kökeni: Arapça cedre)
- Guatr
CESUR (Kelime Kökeni: Arapça cesūr)
-
Yürekli
Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir. - İhsan Oktay Anar
-
Yürekli bir biçimde
Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı. - Refik Halit Karay
CELBE
- Avcı çantası
CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)
-
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceza almak
- ceza çekmek
- ceza görmek
- ceza kesmek
- cezasını bulmak
- cezasını çekmek
- ceza vermek
- cezaya çarptırmak
- ceza yazmak
- ceza yemek
Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası