CAZİBEDAR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
CAZİBEDAR harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli CAZİBEDAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BİZCE13,
ARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabī)
- Arapça
- Araplarla ilgili, Araplara özgü olan
Birleşik Kelimeler: zamkıarabi
DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)
-
Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat
Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy
-
Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay
- Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
-
Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal
-
Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
- Saz takımında usul vurmaya yarayan tef
Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi
ERBAA
- Tokat iline bağlı ilçelerden biri
İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)
-
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim
İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)
-
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık
- İstenç
-
Buyruk
Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus
-
İstek, dilek
Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas
Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade
İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)
-
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk
- Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
-
Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam
Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner
-
Bir kurumun işlerini yürüten kurul
Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa
-
Tutum
Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek
- İdare kandili veya lambası
- Hoş görme, göz yumma
-
Yetinme
Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- idare etmek
- idaresini bilmek
Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi
ARİZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarīża)
- Yüksek bir makama sunulan mektup veya dilekçe
ARAZİ (Kelime Kökeni: Arapça arāżī)
-
Yeryüzü parçası, yerey, toprak
Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi. - Lâtife Tekin
- Yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- arazi açmak
- arazi olmak
- araziye uymak
Birleşik Kelimeler: arazi aracı, arazi otomobili, arazi taraması, arazi yarışı, vakıf arazisi
AZERİ (Kelime Kökeni: Farsça āẕer + Arapça -ī)
- Azerbaycan Türkü
ABİDE (Kelime Kökeni: Arapça ābide)
-
Anıt
Bu hatlar, bu çiniler, bu nakışlar olmasa bu abideler de olmazdı. - Orhan Seyfi Orhon
ABADİ (Kelime Kökeni: Farsça ābādī)
- Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir yazı kâğıdı türü
BİDAR (Kelime Kökeni: Farsça bīdār)
- Uyanık, uyumayan
BARDA
- Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
- Fıçıcı keseri
BEDİR (Kelime Kökeni: Arapça bedr)
- Dolunay
DARBE (Kelime Kökeni: Arapça ḍarbe)
-
Vuruş, çarpış
Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. - Osman Cemal Kaygılı
- Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi
-
Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay
Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. - Ercüment Ekrem Talu
Ata Sözleri ve Deyimler
- darbe (veya darbeyi) yemek
- darbe almak
- darbe vurmak (veya indirmek)
Birleşik Kelimeler: hükûmet darbesi