CAZBANTÇI ile Oluşan Kelimeler (CAZBANTÇI Kelime Türetme)
CAZBANTÇI harflerinden oluşan 75 kelime bulunuyor. CAZBANTÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Cazbantçı kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
CAZBANTÇI21
7 Harfli Kelimeler
CAZBANT15, ÇANTACI14
6 Harfli Kelimeler
ZABITA12
5 Harfli Kelimeler
ÇANCI12, ABACI11, ÇIBAN11, NABIZ11, ZABIT11, BANAZ10, TINAZ9, BATIN8, ÇANTA8, TABAN7
4 Harfli Kelimeler
AZCA10, BACI10, BAZI10, BACA9, BAZA9, ÇABA9, CABA9, ANIZ8, ATÇI8, AÇIT8, ÇITA8, ÇATI8, TAZI8, ANAÇ7, ANCA7, AZAT7, AÇAN7, BATI7, CANA7, ABAT6
Tümünü Gör
3 Harfli Kelimeler
CIZ10,
Tümünü Gör
2 Harfli Kelimeler
AÇ5, AZ5, AB4, AT2, AN2, TA2
AT
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
- Astatin elementinin simgesi
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
TA (Kelime Kökeni: Farsça tā)
-
Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ta kendisi
- ta ki
- Tantal elementinin simgesi
AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)
- Su
Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava
ABA
- Abla
- Anne
- Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
- Bu kumaştan yapılan
- Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
- Kepenek (I)
Ata Sözleri ve Deyimler
- aba altında er yatar
- aba altından sopa (veya değnek) göstermek
- aba gibi
- abanın kadri yağmurda bilinir
- aba vakti yaba, yaba vakti aba
- abayı sermek
- abayı yakmak
Birleşik Kelimeler: aba güreşi
AÇ
-
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk
-
Yiyecek bulamayan
Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
-
Çok istekli, hevesli
Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu
-
Karnı doymamış olarak
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
ABAT (Kelime Kökeni: Farsça ābād)
- Bayındır
- Şen, rahat
Ata Sözleri ve Deyimler
- abat etmek (veya eylemek)
- abat olmak
AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)
-
Üye
Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin
-
Vücut parçası, organ
Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: murahhas aza
ÇAT
- Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- çat etmek
- çat orada çat burada çat kapı arkasında
Birleşik Kelimeler: çat kapı, çatpat, çat pat
- İki yolun veya iki derenin birleştiği yer, kavşak
- Erzurum iline bağlı ilçelerden biri
ÇAN
-
İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana
Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- çan çalmak
- çanına ot tıkmak (veya tıkamak)
Birleşik Kelimeler: çan çan, çan çiçeği, çan kulesi, cankurtaran çanı, kilise çanı
- Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri
NAZ (Kelime Kökeni: Farsça nāz)
- Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda
-
İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış
Çok naz âşık usandırır.
- Şımarıkça davranış
Ata Sözleri ve Deyimler
- naz etmek
- nazı geçmek
- nazına katlanmak
- nazını çekmek
TAÇ (Kelime Kökeni: Arapça tāc)
-
Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık
Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı.
- Gelinlerin başlarına takılan süs
- Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm
- Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi
- Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık
Ata Sözleri ve Deyimler
- taç giymek
Birleşik Kelimeler: taç beyit, taç giyme töreni, taç kapı, taç yaprağı, taç yapraklı, baş tacı, çiçek tacı, diş tacı, Güneş tacı
- Yan
Birleşik Kelimeler: taç atışı
ZAT (Kelime Kökeni: Arapça ẕāt)
-
Kişi
Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri hiç sevmez. - Ahmet Haşim
-
Kendi
Evvelki gün gelen kadın sizi istiyor, zatınızla konuşacakmış. - Sermet Muhtar Alus
Birleşik Kelimeler: zata mahsus, zatıalileri, zatıaliniz, zat işleri, haddizatında
ZAN (Kelime Kökeni: Arapça ẓann)
-
Sanı
Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu. - Mithat Cemal Kuntay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zan altında bulunmak
- zannına düşmek
Birleşik Kelimeler: zannetmek, zanneylemek, zannolunmak, hüsnüzan, suizan