CAYIRDATMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

CAYIRDATMAK harflerini içeren 7 harfli 31 kelime bulunuyor. 7 harfli CAYIRDATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ADAMCIK14, YARIMCA14, DARACIK13, ACITMAK12, DAYATMA12, DAYAMAK12, KARAYCA12, MARKACI12, YAKARCA12, AYIRMAK11, AYIRTMA11, ACIKARA11, KAYIRMA11, KAYITMA11, YIKATMA11, YIRTMAK11, YATIRMA11, YARATIM11, AYARTMA10, ADATMAK10, YAKARMA10, YARAMAK10, YARATMA10, YARATIK10, CAKARTA10, ARITMAK9, AKTARIM9, KARATAY9, ARATMAK8, AKTARMA8, TARAMAK8

ARATMAK

[-e]

[-i]

  • Arama işini bir başkasına yaptırmak

[mecaz]

  • Özletmek

    Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aratmamak

AKTARMA

[isim]

  • Aktarmak işi
  • Bir taşıttan başka bir taşıta geçme
  • Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması
  • Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme
  • Arıları bir kovandan ötekine geçirme

[edebiyat]

  • Alıntı

[spor]

  • Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi

[ekonomi]

  • Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer

[ticaret]

  • Para aktarımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aktarma yapmak

Birleşik Kelimeler: dam aktarma, damar aktarma, ad aktarması, şeker aktarması

TARAMAK

[-i]

  • Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek

    Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak

    Birdenbire uzun bir ışık sol tarafımızdaki sırtları taradı. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
  • Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
  • Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek

[-de]

  • Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek

    Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek

    Dergileri taramak.

[mecaz]

  • Dikkatle bakmak, süzmek

[bilişim]

  • Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak

[tıp]

  • Hastalıkların kişiler arasındaki seyrini takip edebilmek amacıyla düzenli aralıklarla yapılan inceleme

ARITMAK

[-i]

  • Temizlemek
  • Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek

AKTARIM

[isim]

  • Aktarma işi, nakil

[ruh bilimi]

  • Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması

Birleşik Kelimeler: kan aktarımı, para aktarımı, organ aktarımı

KARATAY

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

AYARTMA

[isim]

  • Ayartmak işi

ADATMAK

[-e]

[-i]

  • Adama işini yaptırmak

YAKARMA

[isim]

  • Yakarmak işi

    Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor. - Refik Halit Karay

YARAMAK

[-e]

  • Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak

    Sertleşmeyi bilmeyen bir iyilik, iyilik olmakta ısrar eden bir iyilik neye yarar? - Cemil Meriç

  • Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak
  • Sağlık bakımından elverişli olmak

[mecaz]

  • İşine gelmek

    Seçim barajı bazı partilere yaradı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaramamak
  • yarasın!

YARATMA

[isim]

  • Yaratmak işi

    Bir sihirli kelimesi içinde şimşekler yaratmaya kadirdi. - Hüseyin Cahit Yalçın

YARATIK

[isim]

  • Yaratılmış canlı varlık, mahluk

    Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı. - Necip Fazıl Kısakürek

AYIRMAK

[-e]

[-i]

  • Bölmek

    Elmayı dörde ayırmak.

[-e]

[-den]

  • Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak

    Çocuklara pastadan biraz ayırdım.

  • Bir yeri bir engelle bölmek

[-den]

  • Birbirinden uzaklaştırmak

[-i]

  • Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek

[-e]

[-den]

  • Seçmek

    Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

[-den]

  • İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak

    Karıyı kocasından ayırmak.

[-i]

[-den]

  • Farklı davranmak, fark gözetmek

    Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?

  • Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek

    Odayı çocuklara ayırmak.

AYIRTMA

[isim]

  • Ayırtmak işi
  • Otel, gazino, lokanta vb. yerlerle uçak, tren, otobüs gibi taşıtlarda yer ayırma işi, rezervasyon

ACIKARA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sık, yuvarlak ve küçük taneli bir tür ekşi üzüm