BIÇKICILIK ile Oluşan Kelimeler (BIÇKICILIK Kelime Türetme)

BIÇKICILIK harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. BIÇKICILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bıçkıcılık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

BIÇKICILIK22

7 Harfli Kelimeler

BIÇKICI18, KILIBIK12

6 Harfli Kelimeler

KILÇIK11

5 Harfli Kelimeler

BIÇKI12, BIÇIK12, BICIL12, CIBIL12, ÇIKIK10, KILIÇ10, KILIK7

4 Harfli Kelimeler

BICI11, ÇIKI9, CILK8, ILIK6

3 Harfli Kelimeler

KIÇ7, CIK7, KIL4

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

ILIK

[sıfat]

  • Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak

    Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

KIÇ

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat

[denizcilik]

  • Deniz teknelerinde art taraf

    Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Arka bölümde olan

[halk ağzında]

  • Bacak, ayak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıç atmak
  • kıç attırmak
  • kıçına bakarak (veya baka baka)
  • kıçına kına yakmak
  • kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)
  • kıçını yırtmak

Birleşik Kelimeler: kıçüstü, kıçı kırık, kıçın kıçın, kıçtan bacaklı, kıçtankara

CIK

[ünlem]

[halk ağzında]

  • "Yok, olmaz" anlamında kullanılan bir söz

CILK

[sıfat]

  • Bozularak kokmuş (yumurta)
  • Cıvık
  • İrinlenmiş

    Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi. - Sait Faik Abasıyanık

[halk ağzında]

  • Sözünün eri olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cılk çıkmak
  • cılk etmek
  • cılkı çıkmak

ÇIKI

[isim]

  • Çıkın

    Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden. - Abbas Sayar

Birleşik Kelimeler: kirli çıkı

ÇIKIK

[isim]

  • Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması

    Kolunda çıkık var.

[sıfat]

  • Yerinden çıkmış (kemik veya organ)

[sıfat]

  • Çıkıntısı olan

    Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı. - Reşat Nuri Güntekin

KILIÇ

[isim]

  • Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah

    Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[spor]

  • Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
  • Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılıcı kınına koymak
  • kılıç çalmak
  • kılıç çekmek
  • kılıç kınını kesmez
  • kılıç kuşanmak (veya takmak)
  • kılıç oynatmak
  • kılıç sallamak
  • kılıçtan geçirmek
  • kılıç üşürmek

Birleşik Kelimeler: kılıç alayı, kılıç bacak, kılıç balığı, kılıç gagalı, kılıçhane, kılıçkalkan, kılıç kuşanma, kılıçkuyruk, kılıç oyunu, kılıç pabucu, çalakılıç, dalkılıç, delici kılıç, dürtücü kılıç, kesici kılıç, yalın kılıç, Acem kılıcı, kuzgunkılıcı

KILÇIK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik

[bitki bilimi]

  • Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif

[spor]

  • Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılçık atmak

Birleşik Kelimeler: karakılçık

KILIBIK

[sıfat]

  • Karısının baskısı altında bulunan (erkek), karısı köylü, kazak karşıtı

    Onu da kılıbık bir koca gibi kukla yapar oynatırım. - Etem İzzet Benice

BIÇKI

[isim]

  • Tahta veya ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere
  • Motorla çalışan bir tür güçlü testere
  • Saraç bıçağı
  • Bağ budamaya yarayan dişli bıçak

Birleşik Kelimeler: bıçkıevi, bıçkıhane, bıçkı tozu, kapak bıçkısı

BIÇIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Sel veya dere yatağı

BICIL

[isim]

[halk ağzında]

  • Aşık kemiğinin altında bulunan küçük bir kemik
  • Bu kemikle oynanan bir oyun

CIBIL

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Çıplak
  • Yoksul, parasız, geçim darlığı çeken