BIÇAKLAYABİLMEK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler

BIÇAKLAYABİLMEK harflerini içeren 9 harfli 23 kelime bulunuyor. 9 harfli BIÇAKLAYABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BIÇAKLAMA16, ÇIKABİLME16, AÇABİLMEK15, BIKABİLME15, BELÇİKALI15, ÇAKABİLME15, ÇALABİLME15, ÇAYLAKLIK15, YALABIMAK15, AÇKILAMAK14, AÇIKLAMAK14, ALÇILAMAK14, BAKABİLME14, KAÇAMAKLI14, AYIKLAMAK13, BALIKLAMA13, BAKKALİYE13, ÇALAKALEM13, İLAÇLAMAK13, AKABİLMEK12, ALABİLMEK12, KALABALIK12, YALAKALIK12

AKABİLMEK

[nesnesiz]

  • Akma ihtimali veya imkânı bulunmak

ALABİLMEK

[-i]

[nesnesiz]

  • Alma ihtimali veya imkânı bulunmak

    Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum. - Nazım Hikmet

  • Almaya gücü yetmek
  • Alma becerisi bulunmak

KALABALIK

[isim]

  • Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu

    Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum. - Ahmet Haşim

  • Gereksiz, karışık şeyler topluluğu

[sıfat]

  • Sayıca çok

    O kalabalık caddenin canlılığı çok hoşumuza gidiyor. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalabalık etmek

Birleşik Kelimeler: kalabalık ağızlı, ağzı kalabalık, başı kalabalık, kuru kalabalık, ağız kalabalığı, laf kalabalığı

YALAKALIK

[isim]

  • Dalkavukluk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalakalık etmek

AYIKLAMAK

[-i]

  • Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek

    Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayıkla pirincin taşını!

BALIKLAMA

[zarf]

  • Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde

    Suya, idmancı gençlerin yaptığı gibi balıklama atlamadı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden (girişmek)

    Bu ilginç resimden yola çıkarak yaratacağı öykünün içine gönüllü olarak balıklama daldı. - İnci Aral

BAKKALİYE (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳāliyye)

[isim]

[eskimiş]

  • Bakkalda satılan ürünler

ÇALAKALEM

[zarf]

  • Gelişigüzel, durmadan yazarak

    Delegasyonumuz aleyhine çalakalem bir polemiğe girişmiş bulunuyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

İLAÇLAMAK

[-i]

  • İlaç sürmek
  • Mikroplardan arındırmak, zararlı böceklerden korunmak amacıyla ilaç püskürtmek veya sıkmak

    Ekici borç harç ilaçlayacaktı tarlasını. - Necati Cumalı

AÇKILAMAK

[-i]

  • Açkı ile parlatmak

AÇIKLAMAK

[-i]

  • Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek
  • Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek

    Ben siyasal tavrımı ağlayarak açıkladım. - Ayla Kutlu

  • Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak
  • Açıkça söylemek, ifşa etmek

    Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı. - Tarık Buğra

  • Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek

ALÇILAMAK

[-i]

  • Alçı ile sıvamak

    Duvarın deliklerini alçıladım.

BAKABİLME

[isim]

  • Bakabilmek işi

    Olaylara yüksekten bakabilme gücüdür kültür. - Cemil Meriç

KAÇAMAKLI

[sıfat]

  • Kesin olmayan, yargı bildirmeyen ve her iki tarafa da çekilebilen (söz, cevap, davranış)

    Maksada hep kaçamaklı yollardan ulaşmak istemişlerdir. - Refik Halit Karay

AÇABİLMEK

[-i]

  • Açma ihtimali veya imkânı bulunmak
  • Açmayı becermek

    Şu Yaşar kaçakçılıkla başına bir bela açabilir. - Nezihe Araz