BÜYÜLEYEBİLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BÜYÜLEYEBİLMEK harflerini içeren 5 harfli 41 kelime bulunuyor. 5 harfli BÜYÜLEYEBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÜYÜK13, BÜKÜM12, YÜKÜM12, YÜKLÜ11, YÜLÜK11, BÜKME10, BİYEL9, BİLYE9, BEBEK9, EYLÜL9, KÜLLÜ9, BİLME8, EYLEM8, MEYİL8, MÜLKİ8, YELME8, YEMEK8, BİLEK7, BELLİ7, BELKİ7, BELİK7, BELEK7, EBELİ7, KÜLLİ7, LEYLİ7, YELEK7, YELLİ7, EKLEM6, ELEME6, ELMEK6, EMLİK6, İLMEK6, İMLEK6, KELEM6, MİLEL6, MELEK6, MELİK6, ELLİK5, İLKEL5, KELLE5, KELLİ5

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)

[isim]

  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
  • Ekinlerde başak
  • Külçe biçimindeki şeker

    Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan

[teklifsiz konuşmada]

  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

EKLEM

[isim]

[anatomi]

  • Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal

Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))

[isim]

[bilişim]

  • Elektronik posta

EMLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Emme döneminde olan çocuk

    Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü

  • Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak

İLMEK

[isim]

  • Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik

    Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü

[-i]

  • Hafif bir düğüm yaparak bağlamak
  • Halı dokurken düğümleri bağlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak)

[-e]

[halk ağzında]

  • Değmek, dokunmak

İMLEK

[isim]

  • Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan resim, harf vb. özel işaret, logo

KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)

[isim]

[halk ağzında]

  • Lahana

Birleşik Kelimeler: etsiz kelem

MİLEL (Kelime Kökeni: Arapça milel)

[isim]

[eskimiş]

  • Milletler, uluslar

Birleşik Kelimeler: beynelmilel

MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte

[mecaz]

  • Terbiyeli, uysal kimse

    Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melek gibi

Birleşik Kelimeler: melek otu

MELİK (Kelime Kökeni: Arapça melik)

[isim]

[eskimiş]

  • Padişah, hükümdar, hakan

BİLEK

[isim]

  • Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

    Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Güç, kuvvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bileğinde altın bileziği olmak
  • bileğine güvenmek
  • bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
  • bilek gibi

Birleşik Kelimeler: bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli