[isim]

• Dönemeç

• Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, büklük

• Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu

• Böğürtlen

[isim]

• Vücudun, omuzlarla birlikte göğüsten yukarı bölümü

  Vücudundaki oransızlık nereden geliyor, büstü bacaklarından daha mı uzun? - Attila İlhan

• Heykelcilikte başı, göğsü, bazen de omuzları içine alan sanat ürünü

  Atatürk büstü.

[isim]

• Çalışma odası, yazıhane

  Mühendislik bürosu.

• Danışma ve yazı işlerinin yürütüldüğü iş yeri

  Amerikan usulü hususi bir dedektif bürosu açmış. - Refik Halit Karay

• Bölüm, şube

  Narkotik büro.

• Yazı masası

[isim]

• Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru

• Dergi

[isim]

• Künk

[-i]

• Sertçe çevirmek, kıvırmak

  Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı. - Salâh Birsel

[nesnesiz]

• Birkaç tel ipliği burarak sarmak

  İpek bükmek.

• Eğmek

  Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü.

• Katlamak

  Büktüğüm yeri kaybetmişim, nereye kadar geldiğimi bilmiyorum. - Sermet Muhtar Alus

• Döndürmek

Ata Sözleri ve Deyimler

• bükemediğin eli öp başına koy

[sıfat]

• Eksiksiz, tam

  Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek. - Nazım Hikmet

• Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi

  Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Bozuk olmayan (para)

  Bütün para.

• Parçalanmamış

[isim]

• Birlik, tamlık

  Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder. - Orhan Veli Kanık

[isim]

• Çarşaf, başörtüsü

• Duvak

  Attan iniyom attan / Bürüğüm yedi kattan - Halk türküsü

[isim]

• Vücut yapısı

  Bünyesi de, ruhu da hayatın güçlükleriyle ve yoksullukları ile çarpışarak mukavemet ve kudret kazanmıştı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

• Yapılış, kuruluş

  İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır. - Çetin Altan

• Bir kurum, kuruluş veya iş yerinin iç yapısı

[isim]

[dil bilgisi]

• Dil bilgisi görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin olması, insiraf

[sıfat]

• Bükülmüş, eğilmiş olan

[isim]

• Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Bük

  Çukurova'nın çok yeri büklük, çok yeri bataklık. - Yaşar Kemal

[isim]

• Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü

  Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı. - Samiha Ayverdi

• Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar

[kimya]

• Bor elementinin simgesi