BÖRTÜLMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BÖRTÜLMEK harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli BÖRTÜLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÖLÜM16, BÖLÜK15, BÖLÜT15, BÖLME14, KÖMÜR14, KÖMBE14, MÖBLE14, TÜMÖR14, BÖREK13, KÜTÖR13, ÖRTÜK13, ÖRMEK12, ÖRTME12, ÖTMEK12, ÖLMEK12, TÖREL11, BÜKME10, RÜTBE9, TÜRBE9, TÜMEL8, ÜTMEK8, ÜRKME8, KÜTLE7, KÜLTE7, TÜREL7, ÜLKER7

KÜTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Katı maddelerin büyük parçası
  • Kitle

[fizik]

  • Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı veya nesne niceliği

Birleşik Kelimeler: organik kütle

KÜLTE

[isim]

  • Külçe

[jeoloji]

  • Kayaç

[halk ağzında]

  • Demet, bağlam

Birleşik Kelimeler: kırıntı külte, püskürük külte

TÜREL

[sıfat]

  • Adalet ile ilgili olan

ÜLKER

[isim]

[gök bilimi]

  • Boğa takımyıldızı sınırları içinde bulunan, yedi parlak yıldız ve etrafındaki gaz katmanı ile güzel görünüm veren yıldız kümesi, Yedikızkardeş, Süreyya, Pervin

TÜMEL

[sıfat]

[felsefe]

[mantık]

  • Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
  • Bütün kapsamıyla alınmış olan (önerme), külli, tikel karşıtı

Birleşik Kelimeler: tümel kavram, tümel önerme

ÜTMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek
  • Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek

[-i]

[halk ağzında]

  • Oyunda yenerek bir şey kazanmak, utmak

ÜRKME

[isim]

  • Ürkmek işi, tevahhuş

RÜTBE (Kelime Kökeni: Arapça rutbe)

[isim]

  • Mertebe, derece, paye

    Müfit vatandaş yetiştirmenin kutsi zevki de her rütbenin, her zevkin fevkinde değil midir? - Etem İzzet Benice

  • Subay, astsubay ve polislerin sahip olduğu derece, mevki

    Ben de nişancı taburunun subaylarını rütbeleriyle, isimleriyle bilirdim. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: rütbe indirimi, rütbe sıralaması, tenzilirütbe

TÜRBE (Kelime Kökeni: Arapça turbe)

[isim]

  • Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı

    Çekirge'de Hüdavendigâr türbesini ziyaret ettim. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: türbe eriği

BÜKME

[isim]

  • Bükmek işi
  • Bükülmüş kaytan veya iplik

[spor]

  • Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı

Birleşik Kelimeler: gıcırı bükme

TÖREL

[sıfat]

  • Töreye uygun olan

    Eski Boğaziçi'nde törel bir yaşama belirmiş, sürmüş, artık sona ermiş. - Selim İleri

  • Töre ile ilgili

ÖRMEK

[-i]

  • İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak

    Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! - Sait Faik Abasıyanık

  • Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak

    Paltonun sırtını güve yemişti de ben örmüştüm. - Burhan Felek

  • Saç, yele vb. şeylerin tellerini birkaç bölüme ayırıp birbirine geçirmek yolu ile dağınıklıktan kurtarmak

    Kız saçlarını örmüş.

  • Duvar yapmak veya onarmak

    Bu duvarı iki günde ördüler.

  • Estetik kaygıyla, duygulu biçimde bir güzelliği ortaya koymak

    Bu yeni zevke göre şiir ve nesir örenler yok. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Müzik, edebiyat vb.nde bir özelliği oluşturmak, ortaya koymak

    Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. - Abdülhak Şinasi Hisar

ÖRTME

[isim]

  • Örtmek işi

[halk ağzında]

  • Başörtüsü

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[halk ağzında]

  • Üstü kapalı, önü açık yer

    Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber. - Yaşar Kemal

ÖTMEK

[nesnesiz]

  • Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak

    Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı - Âşık Veysel

  • Herhangi bir nesne, sürekli ses çıkarmak
  • Üflemeli çalgıların sesi çıkmak

    Bu flüt ötmüyor.

[argo]

  • Anlamsız, boş konuşmak

    Onlar saçma sapan ötüp dururken ben içimden şöyle düşünüyordum. - Refik Halit Karay

[argo]

  • (Sarhoş) kusmak

[argo]

  • Gizli bir şeyi söylemek

ÖLMEK

[nesnesiz]

  • Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek

    Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz. - Esat Mahmut Karakurt

  • Bitki, solmak

    Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür.

[mecaz]

  • Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek

[mecaz]

  • Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak

    Bu usul öldü artık.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
  • ölenle ölünmez
  • ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek)
  • ölmek var, dönmek yok!
  • ölmüş de ağlayanı yok
  • ölüp ölüp dirilmek
  • ölür müsün, öldürür müsün?

Birleşik Kelimeler: öle dirile