BÖLÜŞTÜRÜVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BÖLÜŞTÜRÜVERME harflerini içeren 5 harfli 49 kelime bulunuyor. 5 harfli BÖLÜŞTÜRÜVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bölüştürüverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bölüştürüverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BRÖVE19, TÖVBE19, BÖLÜŞ18, ÖBÜRÜ17, ÖLMÜŞ17, BÖLÜM16, ÖRTÜŞ16, BÜVET15, BÖLÜT15, ÖRÜLÜ15, ÖTÜRÜ15, BÖLME14, MÖBLE14, TÜMÖR14, TÜREV13, ÜŞÜME13, BÜRÜM12, ÖRTME12, VERME12, VEREM12, BEŞME11, TÖREL11, TELVE11, TERÖR11, ÜTÜLÜ11, VELET11, BELEŞ10, BEŞER10, TÜMÜR10, TÜRÜM10, ÜRÜME10, EŞLEM9, MELEŞ9, REŞME9, RÜTBE9, TÜRLÜ9, TÜRBE9, TÜMEL8, ÜREME8, BETER7, ELBET7, TÜREL7, TEBER7, METRE6, MERET6, REMEL6, TEMEL6, TELEM6, TERME6

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)

[isim]

  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uğursuz

REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruz ölçülerinden biri

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir usul

TEMEL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü

    Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur

[sıfat]

[mecaz]

  • En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz

    Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler

    Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temel atmak
  • temel kakmak
  • temel tutmak

Birleşik Kelimeler: temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce

TELEM (Kelime Kökeni: Fransızca téléimprimeur sözünün kısaltılmış biçimi)

[isim]

  • Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür yaban turpu

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

BETER (Kelime Kökeni: Farsça bedter)

[sıfat]

  • Daha kötü, çok kötü

    Çöller, Yemen ellerinden beter imiş. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beter etmek
  • beterin beteri var

Birleşik Kelimeler: besbeter, beş beter

ELBET (Kelime Kökeni: Arapça elbet)

[zarf]

  • Elbette

    Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında. - Elif Şafak

TÜREL

[sıfat]

  • Adalet ile ilgili olan

TEBER (Kelime Kökeni: Farsça teber)

[isim]

[eskimiş]

  • Balta
  • Bazı dervişlerin taşıdıkları sapı uzun, keskisi ayça biçiminde, küçük ve hafif balta
  • Meşin kesmek için kullanılan araç

TÜMEL

[sıfat]

[felsefe]

[mantık]

  • Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
  • Bütün kapsamıyla alınmış olan (önerme), külli, tikel karşıtı

Birleşik Kelimeler: tümel kavram, tümel önerme

ÜREME

[isim]

  • Üremek işi

[biyoloji]

  • Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül

Birleşik Kelimeler: üreme organları, döllenmesiz üreme, eşeyli üreme, eşeysiz üreme, kendiliğinden üreme

EŞLEM

[isim]

  • Kopya

MELEŞ

[isim]

[halk ağzında]

  • İki kuzulu koyun

REŞME

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
  • Atların koşum takımlarına gümüş ve altın yaldızlı pullarla yapılan süsleme

[isim]

  • Konfeksiyonda düz dikiş yapan bir makine türü