BÖBREKSİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
BÖBREKSİ harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli BÖBREKSİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
SÖBE13,
ERİK
- Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
- Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi
Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği
ESKİ
-
Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı
Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç
-
Önceki, sabık
Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. - Ayla Kutlu
- Geçerli olmayan
- Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
-
Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan
Eski öğretmen.
-
Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz
Mebus eskisi. Müdür eskisi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- eski ağza yeni taam
- eski çamlar bardak oldu
- eski defterleri kapatmak
- eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
- eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
- eski düşman dost olmaz
- eski hamam eski tas
- eski hayratı da berbat etmek
- eski kimliğine bürünmek
- eski köye yeni âdet getirmek
- eski kulağı kesiklerden olmak
- eskisi kadar (veya gibi)
- eskisini aratmamak
- eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
- eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski
ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)
-
Tutsak
Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar
- Köle
-
Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse
Onun güzelliğinin esiri oldular.
Ata Sözleri ve Deyimler
- esir almak
- esir düşmek
- esir etmek
- esir olmak
- esir yatmak
Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı
- Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
- Hava
ESİK
- Çukur yer
EKSİ
- Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs
- Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı
-
Eksiklik
Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç
RİSK (Kelime Kökeni: Fransızca risque)
-
Zarara uğrama tehlikesi, riziko
Böyle bir riske neden atılsınlar ki? - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- riske girmek (veya risk almak)
Birleşik Kelimeler: risk faktörü, risk yönetimi, kalite riski
REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)
- Başkan
-
Lider
Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar
-
Küçük tekne kaptanı
Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi
SİRK (Kelime Kökeni: Fransızca cirque)
-
Eğitilmiş hayvanların ve cambazların gösteri yaptıkları genellikle kapalı yer
O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor. - Halide Edip Adıvar
SERİ (Kelime Kökeni: Fransızca série)
-
Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: seri imalat, seri katil, seri üretim
-
Hızlı
Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti. - Reşat Nuri Güntekin
-
Hızlı bir biçimde
Seri konuşuyor.
SEKİ
- Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
- Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
- Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
- Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras
Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi
- Sekil
BRİK (Kelime Kökeni: Fransızca brick)
- İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
- Önde çok yüksek bir oturma yeri, arkada da boylamasına yerleştirilmiş oturacak yerleri bulunan dört tekerlekli, yaylı at arabası
BERİ
-
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı
Biraz beriye geliniz.
-
Bu uzaklıkta bulunan
Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. - Sait Faik Abasıyanık
-
-den bu yana
Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino
Birleşik Kelimeler: enberi, çekberi, deminden beri, gelberi, günberi, öteberi, öteden beri, tez beri, yerberi, öteden beriden, ötesi berisi, öteye beriye
BERK
- Sert, katı
- Sağlam
İBRE (Kelime Kökeni: Arapça ibre)
-
Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne
Birtakım ışıklar yanıp sönüyor, kadranların ibreleri titreyerek yükselip alçalıyor. - Çetin Altan
- Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ibre birinden yana dönmek
BESİ
- Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi
- Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler
Ata Sözleri ve Deyimler
- besiye çekmek
Birleşik Kelimeler: besi doku, besihane, besi hayvanı, besi örü, besi suyu, besi yeri, aşırı besi, ham besi suyu, ongun besi suyu