Buru ile Başlayan Kelimeler

BURU ile başlayan 39 kelime bulunuyor. Başında BURU olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Buru kelimesinin anlamı nedir? Buru ile biten kelimeler. İçinde buru olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BURUŞTURUVERMEK31, BURUŞTURABİLMEK26

14 Harfli Kelimeler

BURUŞTURUVERME30, BURUŞTURABİLME25

13 Harfli Kelimeler

BURUŞTURULMAK23

12 Harfli Kelimeler

BURUŞUVERMEK27, BURUŞTURULMA22, BURUŞABİLMEK22, BURULABİLMEK19

11 Harfli Kelimeler

BURUŞUVERME26, BURUŞABİLME21, BURUŞTURMAK20, BURUKLAŞMAK19, BURULABİLME18

10 Harfli Kelimeler

BURUŞUKSUZ23, BURUŞUKLUK19, BURUŞTURMA19, BURUNDURUK18, BURUKLAŞMA18, BURUNSALIK16, BURUNLAMAK15

9 Harfli Kelimeler

BURUŞUKÇA20, BURUNDİLİ15, BURUNLAMA14

8 Harfli Kelimeler

BURUŞMAK16, BURUKLUK13, BURULMAK13, BURUNLUK13, BURUNSAK13

7 Harfli Kelimeler

BURUŞMA15, BURUŞUK15, BURUKÇA14, BURUKSU13, BURUNLU12, BURUNTU12, BURULMA12

5 Harfli Kelimeler

BURUN9, BURUK9

4 Harfli Kelimeler

BURU8

BURU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sancı, buruntu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burusu tutmak (veya tutulmak)

BURUN

[isim]

[anatomi]

  • Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
  • Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü

    Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Kibir, büyüklenme

    Burnundan yanına varılmıyor.

[coğrafya]

  • Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • burnu bile kanamamak
  • burnu büyümek
  • burnu çenesine değmek
  • burnu Kafdağı'na çıkmak (veya varmak)
  • burnu Kafdağı'nda (olmak)
  • burnu kırılmak
  • burnuna girmek
  • burnuna karıncalar dolmak
  • burnuna koymak
  • burnundan (fitil fitil) gelmek
  • burnundan ayrılmamak
  • burnundan düşen bin parça olmak
  • burnundan gelmek
  • burnundan getirmek
  • burnundan kıl aldırmamak
  • burnundan solumak
  • burnundan yakalamak
  • burnunda tütmek
  • burnunu çekmek
  • burnunu kırmak
  • burnunun dibine sokulmak
  • burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek
  • burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek
  • burnunun ucunu görmemek
  • burnunun yeli harman savurmak
  • burnunun yeli kırılmak
  • burnunu sıksan canı çıkacak
  • burnunu sokmak
  • burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek)
  • burnu sızlamak
  • burnu yere düşse almaz
  • burun bükmek
  • burun kıvırmak
  • burun şişirmek
  • burun yapmak

Birleşik Kelimeler: burun boşlukları, burun buruna, burun deliği, burun direği, burun kanadı, burun otu, burun perdesi, gagaburun, gaga burun, kababurun, karga burun, kepçeburun, kıl burun, pat burun, burnu büyük, burnu havada, danaburnu, itburnu, kargaburnu, kuşburnu, öküzburnu, canı burnunda, çiçeği burnunda, karnı burnunda, öfkesi burnunda

BURUK

[sıfat]

  • Burulmuş olan
  • Tadı kekre olan (meyve)

    Vişne şerbetinin bu buruk tadı gerçek midir? - Attila İlhan

[isim]

  • Uygun olmayan şartlar sonucu dönerek büyüyen ağacın kerestesi

[mecaz]

  • Alınarak küskünlük gösteren, gücenmiş (kimse)

    Rahmi'ye karşı o da ötekiler gibi buruktu. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: buruk buruk

BURUNLU

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde burnu olan
  • Çıkıntısı olan

[mecaz]

  • Kendini beğenmiş, kibirli

Birleşik Kelimeler: kanca burunlu, koç burunlu, susak burunlu

BURUNTU

[isim]

[halk ağzında]

  • Buru, sancı, bağırsak bozukluğu

    Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

BURULMA

[isim]

  • Burulmak işi

Birleşik Kelimeler: burulma dayanımı

BURUKLUK

[isim]

  • Buruk olma durumu, kekrelik

    Ayvanın burukluğu.

[mecaz]

  • Küskünlük, gücenmişlik

    Onun ne zamandır bana bir burukluğu var ama nedendir anlayamadım.

Birleşik Kelimeler: iç burukluğu

BURULMAK

[nesnesiz]

  • Ekseni çevresinde döndürülmek
  • Sancımak, ağrımak

    Bağırsaklarım buruluyor.

[-e]

[mecaz]

  • Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek

    Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. - Refik Halit Karay

BURUNLUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Burunsak

BURUNSAK

[isim]

  • Hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık, burunsalık, burunluk
  • Hayvanların burunlarına geçirilen ip, burunsalık, burunluk

BURUKSU

[sıfat]

  • Buruğa benzer, buruk gibi

    Bundan kuvvet alarak âdeta bir nevi buruksu saadet içinde yaşamaktayım. - Refik Halit Karay

BURUNLAMA

[isim]

  • Burunlamak işi

BURUKÇA

[sıfat]

  • Tadı biraz buruk olan

BURUNLAMAK

[-i]

  • Dışlamak

    Bana üvey evlat muamelesi yapıyorsun, beni burunluyorsun. - Orhan Kemal

  • Aşağılamak
  • Sivriltmek

BURUNDİLİ

[isim]

  • Burundi halkından veya bu halkın soyundan olan kimse