BUNALABİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

BUNALABİLMEK harflerini içeren 7 harfli 22 kelime bulunuyor. 7 harfli BUNALABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KUBBELİ12, MBABANE12, BUNAMAK11, BUNALMA11, BULAMAK11, BULANMA11, MUKABİL11, AMABİLE10, BUKLELİ10, LAUBALİ10, MAKABİL10, İKEBANA9, MUALLAK9, MALULEN9, ULANMAK9, UNLAMAK9, ALİMANE8, KAMİLEN8, KALAMİN8, LAMEKAN8, MİNKALE8, AKİLANE7

AKİLANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil + Farsça -āne)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıllıca

ÂLİMANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿālim + Farsça -āne)

[sıfat]

  • Âlime yakışan

    Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir. - Haldun Taner

[zarf]

  • Âlime yakışır bir biçimde

KÂMİLEN (Kelime Kökeni: Arapça kāmilen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Büsbütün, toptan

    Caminin methali, minberi, kâmilen siyah matem bayraklarıyla kaplı. - Attila İlhan

KALAMİN (Kelime Kökeni: Fransızca calamine)

[isim]

[mineraloji]

  • Doğada az bulunan, güç işlenen, hidratlı çinko silikat
  • Havada, yüksek ısıda işlenen metal parçaların yüzeyinde oluşan oksit katmanı

LAMEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça lāmekān)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Mekânı olmayan, mekânsız
  • Yersiz yurtsuz, belli bir adresi olmayan

Birleşik Kelimeler: lamekân takımı

MİNKALE (Kelime Kökeni: Arapça minḳale)

[isim]

[eskimiş]

[matematik]

  • İletki

İKEBANA (Kelime Kökeni: Japonca)

[isim]

  • Belli kurallara göre yapılan çiçek düzenlemesi

MUALLAK (Kelime Kökeni: Arapça muʿallaḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Asılmış, asılı

[mecaz]

  • Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış

    Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muallakta olmak (veya kalmak)

MALULEN (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūlen)

[zarf]

  • Sakat, hasta bir biçimde
  • Hastalık, sakatlık sebebiyle

Birleşik Kelimeler: malulen emekli

ULANMAK

[nesnesiz]

  • Ulama işi yapılmak

    Birbirine ulanan koridorlar boyunca yürüyorum. - İnci Aral

UNLAMAK

[-i]

  • Una bulamak, üzerine un serpmek
  • Un bulaştırmak

AMABİLE (Kelime Kökeni: İtalyanca amabile)

[zarf]

[müzik]

  • Sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)

BUKLELİ

[sıfat]

  • Kıvrım kıvrım olan (saç)

    Giderek unuttu ve yalnızca sarı bukleli bir genç kızı hatırlar oldu. - Reha Mağden

LAUBALİ (Kelime Kökeni: Arapça lāʾubālī)

[sıfat]

  • Saygısız, çekinmesi olmayan

    O ilk gönderdiği laubali ve kaba haberi yumuşatmış. - Samiha Ayverdi

  • Senli benli, teklifsiz

    Gelenlerden biri gülerek laubali bir tavırla ona yaklaştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Davranışları ölçülü, olgun olmayan, ciddiyetsiz

[zarf]

  • Aşırı samimi bir biçimde, teklifsizce

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laubali olmak

MAKABİL (Kelime Kökeni: Arapça māḳabl)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin öncesi, geçmişi

Birleşik Kelimeler: makabline şamil