BULUTLANIVERMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BULUTLANIVERMEK harflerini içeren 8 harfli 24 kelime bulunuyor. 8 harfli BULUTLANIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BULVARLI18, VURUNMAK17, VURULMAK17, ANIVERME16, ATIVERME16, AKIVERME16, ALIVERME16, MUKAVELE16, MUAVENET16, EVLATLIK15, KAVLETME15, REVNAKLI15, BURKULMA13, BURULMAK13, BULUNMAK13, BARUTLUK12, MUKABELE12, TURBALIK12, BERKEMAL11, KURTULMA11, KULLANIM11, ULEMALIK11, KALEBENT10, NAKLETME9

NAKLETME

[isim]

  • Nakletmek işi

KALEBENT (Kelime Kökeni: Arapça ḳalʿa + Farsça bend)

[isim]

[eskimiş]

  • Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalebent etmek

BERKEMAL (Kelime Kökeni: Farsça ber + Arapça kemāl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Mükemmel, pek iyi

    Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir. - Feridun Fazıl Tülbentçi

KURTULMA

[isim]

  • Kurtulmak işi

    Öyle ya, hasta olduklarını bilseler bu hastalıktan kurtulmaya çalışmazlar mı? - Orhan Veli Kanık

KULLANIM

[isim]

  • Kullanma, yararlanma, tasarruf

ULEMALIK

[isim]

  • Bilginlik, âlimlik

BARUTLUK

[isim]

  • Barut kabağı

MUKABELE (Kelime Kökeni: Arapça muḳābele)

[isim]

  • Karşılık verme, karşılama, karşılık
  • Karşı gelme, başkaldırma
  • Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi

    Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu. - Halide Edip Adıvar

[eskimiş]

  • Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mukabelede bulunmak
  • mukabele etmek
  • mukabele okumak

TURBALIK

[isim]

  • Göl ve bataklıklarda yetişen bitkilerin, özellikle sfagnumun çürümesi ve kömürleşmesiyle oluşan turba yatağı

BURKULMA

[isim]

  • Burkulmak işi

    İçimde bir burkulma olmasına rağmen bu cevap beni sevindirdi. - Kemal Bilbaşar

BURULMAK

[nesnesiz]

  • Ekseni çevresinde döndürülmek
  • Sancımak, ağrımak

    Bağırsaklarım buruluyor.

[-e]

[mecaz]

  • Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek

    Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. - Refik Halit Karay

BULUNMAK

[nesnesiz]

  • Bulma işine konu olmak

    Yerde para bulundu.

[-de]

  • Herhangi bir durumda olmak

    Az sonra ikramda bulunmak için mutfaktan çıktığında, gençlerin avluda konuştuklarını gördü. - Ayşe Kulin

[-de]

  • Bir yerde olmak

    İçinde bulunduğumuz tarihte Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu. - Atatürk

EVLATLIK

[isim]

  • Evlat olma durumu
  • Küçük yaşta eve alınıp yetiştirilen kimse

    Kendi yetiştirdiği evlatlığı, Kimya ile evlendirmek suretiyle bir nevi sıhriyet de tesis edebilmişti. - Asaf Halet Çelebi

[hukuk]

  • Birinin yasayla evlat olma hakkı tanıdığı kimse

KAVLETME

[isim]

  • Kavletmek işi

REVNAKLI

[sıfat]

  • Revnakı olan, renkli, popüler, göz alıcı olan

    O devrin en revnaklı bir şahsiyeti idi. - Yahya Kemal Beyatlı