BULUTLANIVERMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

BULUTLANIVERMEK harflerini içeren 7 harfli 51 kelime bulunuyor. 7 harfli BULUTLANIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAVULLU17, VURUNMA16, VURULMA16, VURMALI16, VAKUMLU16, AVURTLU15, MEVKUTE15, TURNUVA15, TAVUKLU15, EVLATLI14, VEKALET13, BURULMA12, BUNALIM12, BULUNMA12, MUTABIK12, MURABIT12, TULUMBA12, BUNALTI11, BULUNAK11, BULANIK11, BULANTI11, MUTEBER11, MENKIBE11, ARMUTLU10, BURTLAK10, BERTMEK10, KURULMA10, KURUTMA10, KUANTUM10, MURATLI10, UTULMAK10, UNUTMAK10, ULUTMAK10, BEKARET9, ELMALIK9, KURALLI9, KURNALI9, KREMALI9, MANKURT9, MALULEN9, METRUKE9, MERAKLI9, MELEKUT9, REKABET9, TURANLI9, EMEKTAR8, KIRLENT8, KENARLI8, KERAMET8, MELANET8, KLARNET7

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)

[isim]

[müzik]

  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet

EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)

[sıfat]

  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]

  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan

KIRLENT (Kelime Kökeni: Fransızca guirlande)

[isim]

  • Çiçek veya yaprak işlemeli süs
  • İşlemeli veya işlemesiz bir tür küçük yastık

KENARLI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde kenarı olan

    Başında da geniş kenarlı, tüylü ama yine simsiyah bir şapka var. - Adalet Ağaoğlu

  • Kenarı süslü, işlenmiş

KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)

[isim]

  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Olağanüstü durum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi

MELANET (Kelime Kökeni: Arapça melʿanet)

[isim]

[eskimiş]

  • Büyük kötülük, lanetlenecek iş veya davranış

BEKÂRET (Kelime Kökeni: Arapça bekāret)

[isim]

[eskimiş]

  • Kızlık

    Hangi erkek aşk yapmadan evlendiği kızdan tam bir bekâret beklemez? - Etem İzzet Benice

  • Saflık, temizlik, masumluk

    Ruhumun bekâretini sana verdim. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Sanat ve düşüncede özgünlük, yenilik
  • Doğallık, tazelik

ELMALIK

[isim]

  • Elma bahçesi

KURALLI

[sıfat]

  • Kuralı olan, kurala uygun olan, kaideli, kıyasi

Birleşik Kelimeler: kurallı cümle, kurallı tümce

KURNALI

[sıfat]

  • Kurnası olan

    Büyükbabamı, aşağı kattaki yemek odasına bitişik, kurnalı hamamın kerevetine uzattılar. - Necip Fazıl Kısakürek

KREMALI

[sıfat]

  • Kreması olan

    Kremalı pasta.

MANKURT

[sıfat]

  • Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan

MALULEN (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūlen)

[zarf]

  • Sakat, hasta bir biçimde
  • Hastalık, sakatlık sebebiyle

Birleşik Kelimeler: malulen emekli

METRUKE (Kelime Kökeni: Arapça metrūke)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bırakılmış, geriye kalmış

MERAKLI

[sıfat]

  • Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, araştırıcı, mütecessis

    Başımı kaldırınca Mustafa'nın meraklı gözleriyle karşılaşıyorum. - Ahmet Ümit

  • Bir şeye çok düşkün olan, sürekli onunla uğraşan

    Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kendisini ilgilendirmeyen bir konuda bilgi sahibi olmaya çalışan (kimse)

[halk ağzında]

  • Kaygılı

    O meraklı bir kadındır, patırtı çekemez.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... meraklısı (olmak)