BULGURLU ile Oluşan Kelimeler (BULGURLU Kelime Türetme)
BULGURLU harflerinden oluşan 11 kelime bulunuyor. BULGURLU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bulgurlu kelimesinin anlamı nedir? Bulgurlu ile başlayan kelimeler. İçinde bulgurlu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
BULGURLU17
7 Harfli Kelimeler
BURGULU16
6 Harfli Kelimeler
BULGUR14
5 Harfli Kelimeler
BURGU13, BULGU13
4 Harfli Kelimeler
GURU10, BURU8
3 Harfli Kelimeler
BUL6, ULU5
2 Harfli Kelimeler
BU5, UR3
UR
-
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon
Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru
ULU
-
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce
Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin
-
Çok yüksek, çok büyük olan (şey)
Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa
BU
-
Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz
Hiçbiri bu çocukların eline su dökemez. - Ahmet Ümit
-
En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz
Oysa bizi bekleyen yaşam bu değildi. - Reha Mağden
Ata Sözleri ve Deyimler
- bu abdestle daha çok namaz kılınır
- bu denli
- bu kadar
- bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
- bu minval üzere
- buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
- bunda bir iş var
- bundan
- bundan iyisi can sağlığı
- bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
- bu sıcağa kar mı dayanır?
- bu yana
Birleşik Kelimeler: bu açıdan, bu arada, bu bakımdan, bu cümleden, bu gidişle, bu gözle, bu haysiyetle, bu kabîl, bu meyanda, bu sefer, bu takdirde, bu takım, bu türlü, bu yönden, bu yüzden, bununla beraber, bununla birlikte, işbu, o bu, şu bu
BUL
- Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
BURU
- Sancı, buruntu
Ata Sözleri ve Deyimler
- burusu tutmak (veya tutulmak)
GURU (Kelime Kökeni: Sanskrit)
- Brahmacı eğitimde, yüksek kasttan gençleri ve öğrencileri yetiştiren, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse
- Pir
BURGU
-
Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet
Yeşil gözlerini iki burgu gibi gözlerime batırdı. - Halide Edip Adıvar
- Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon
- Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici alet
- Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal
Birleşik Kelimeler: burgu makarna, fenerli burgu
BULGU
- Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey
- Araştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice
- Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan, hekimin saptadığı işaret
BULGUR
- Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday
- Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru
Birleşik Kelimeler: bulgur çorbası, bulgur pilavı, ebebulguru
BURGULU
- Burgusu olan
- Burgulanmış olan
BULGURLU
- `Bu kadar süslenmeye gerek yok`anlamındaki Bulgurlu'ya gelin mi gidecek deyiminde geçen bir söz
- Bulguru olan
Birleşik Kelimeler: bulgurlu köfte