BULAŞTIRIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BULAŞTIRIVERME harflerini içeren 5 harfli 98 kelime bulunuyor. 5 harfli BULAŞTIRIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bulaştırıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bulaştırıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ŞAVUL15,
ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)
- Atardamar
- Trafiği yoğun olan ana yol
AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)
-
Gündelikle çalışan işçi
Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi
EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)
-
Belirti, iz, ipucu
Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
ILTAR
- Çoban köpeklerinin boğazına takılan çivili demir
METAL (Kelime Kökeni: Fransızca métal)
- Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde
-
Bu maddeden yapılmış
Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar. - Elif Şafak
- Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı
Birleşik Kelimeler: metal bilimi, metal yatak, metal yorulması, alkali metaller
METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)
-
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi
İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay
- Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı
Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre
MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)
-
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü
Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit
- Uğursuz
RULET (Kelime Kökeni: Fransızca roulette)
-
Bir bilyenin, dönmekte bulunan derin tepside yazılı numaralarından ve siyah ile kırmızı renklerden birinin üzerinde durmasıyla kazananı belirten kumar aracı ve bununla oynanan kumar
Oyuncakçı dükkânından satın alınmış, çocuk işi teneke bir makine ile dün gece cumhur cemaat rulet oynamıştık. - Refik Halit Karay
- Pastacı, terzi vb.nin kullandığı dişli, küçük demir çark
Birleşik Kelimeler: Rus ruleti
REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)
- Aruz ölçülerinden biri
- Klasik Türk müziğinde bir usul
TEMEL (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. - Halide Edip Adıvar
- Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur
-
En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz
Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır. - Burhan Felek
-
Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun. - Necati Cumalı
Ata Sözleri ve Deyimler
- temel atmak
- temel kakmak
- temel tutmak
Birleşik Kelimeler: temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce
TELEM (Kelime Kökeni: Fransızca téléimprimeur sözünün kısaltılmış biçimi)
- Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç
TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)
- Bir tür yaban turpu
- Samsun iline bağlı ilçelerden biri
ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)
- Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
-
Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Çok bön, çok aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- armudun iyisini (dağda) ayılar yer
- armudun önü, kirazın sonu
- armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
- armudu soy ye, elmayı say ye
- armut dalının dibine düşer
- armut gibi
- armut piş ağzıma düş!
Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu
ARTIM
- Artış
ATILI
- Atılmış, ertelenmiş, tehirli
Ata Sözleri ve Deyimler
- atılı bulunmak